20 Mart 2008

DOSTLARA MEKTUPLAR-33-KALU BELA-İNANDIK-BİLİYORUZ-EMİNİZ-VE-CAHİLLERDEN OLMAKTAN ALLAH'A SIĞINIRIM

7-ARAF


172. Ve iz ehaze rabbüke mim beni ademe min zuhurihim zürriyyetehüm ve eşhedehüm ala enfüsihim
elestü bi rabbiküm
kalu bela
şehidna
en tekulu yevmel kıyameti inna künna an haza ğafilın


Ali Bulaç 172- Hani Rabbin, Adem oğullarının sırtlarından zürriyetlerini almış ve onları kendi nefislerine karşı şahidler kılmıştı:
'Ben sizin Rabbiniz değil miyim?' (demişti de)
onlar: 'Evet (
Rabbimizsin), şahid olduk'
demişlerdi. (Bu,) Kıyamet günü: 'Biz bundan habersizdik' dememeniz içindir.

Diyanet Vakfı 172. Kıyamet gününde, biz bundan habersizdik demeyesiniz diye Rabbin Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini çıkardı, onları kendilerine şahit tuttu ve dedi ki:
Ben sizin Rabbiniz değil miyim?
(Onlar da),
Evet (buna) şâhit olduk
, dediler.

Edip Yüksel 7:172 Rabbin, Adem oğullarının bellerinden soylarını çıkarırken onları kendi kendilerine tanık tutar:
"Ben, Rabbiniz değil miyim?"
"Evet, tanıklık ediyoruz,"
derler. Böylece diriliş günü, "Biz bundan habersizdik," diyemezsiniz.

Elmalılı Hamdi Yazır 172-Hem Rabbin Ademoğullarının bellerinden zürriyetlerini alıp onları nefislerine karşı şahit tutarak:
"Rabbiniz değil miyim?"
diye şahit gösterdiği zaman
"Evet Rabbimizsin, şahidiz !"
dediler. Kıyamet günü "Bizim bundan haberimiz yoktu!" demeyesiniz,

Süleyman Ateş 172. Rabbin, Adem oğullarından, onların bellerinden zürriyetlerini almış ve:
"Ben sizin Rabbiniz değil miyim?"
diye onları kendilerine şahid tutmuştu.
"Evet, (buna) şahidiz!"
dediler. kıyamet günü "Biz bundan habersizdik!" demeyesiniz.

Yaşar Nuri Öztürk 172 Hani, Rabbin, âdemoğullarından, bellerinden zürriyetlerini alıp onları öz benliklerine şahit tutarak sormuştu:
"Rabbiniz değil miyim?"
Onlar:
"Rabbimizsin, buna tanıklık ederiz
." demişlerdi. Kıyamet günü, "Biz bundan habersizdik" demeyesiniz.




173. Ev tekulu innema eşrake abaüna min kablü ve künna zürriyyetem mim ba'dihim e fetühliküna bima fealel mübtilun

Ali Bulaç 173- Ya da: 'Bizden önce ancak atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelme bir nesiliz; işleri batıl olanların yaptıklarından dolayı bizi helak mi edeceksin?' dememeniz için.
Diyanet Vakfı 173. Yahut "Daha önce babalarımız Allah'a ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesildik (onların izinden gittik). Bâtıl işleyenlerin yüzünden bizi helâk edecek misin?" dememeniz için (böyle yaptık).
Edip Yüksel 7:173 Yahut, "Atalarımız önceden ortak koştu ve biz de onlardan sonra gelen soylarıyız, bizi bidat ve hurafelere dalanlardan dolayı mı yok edeceksin," diyemezsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır 173-Yahut, "Ancak, atalarımız şirk koştular, biz ise onlardan sonra gelen bir nesil idik; şimdi o batılı tesis edenlerin yaptıklarıyla bizi helak mı edeceksiniz?" demeyesiniz diye.
Süleyman Ateş 173. Yahut: "(Ne yapalım) daha önce babalarımız (Allah'a) ortak koştu, biz de onlardan sonra gelen bir nesil old(uğumuz için öyle yapt)ık. (Gerçekleri) iptal edenlerin yaptıkları yüzünden bizi helak mı ediyorsun?" demeyesiniz diye (sizin Rabbiniz olduğumhakkında sizleri şahid tutmuştuk).
Yaşar Nuri Öztürk 173 Şöyle de demeyesiniz: "Daha önce atalarımız şirke batmıştı. Biz de onların ardından gelen bir soyuz. Gerçeği çiğneyenler yüzünden bizi helâk mı edeceksin?"



6-ENAM

123. Ve kezalike cealna
fı külli karyetin ekabira
mücrimiha li yemküru fiha ve ma yemkürune illa bi enfüsihim ve ma yeş'urun




Ali Bulaç 123- Böylece biz,
her ülkenin önde gelenlerini
-orada hileli- düzenler kursunlar diye- oranın suçlu-günahkarları kıldık. Oysa onlar, hileli-düzeni ancak kendilerine kurarlar da bunun şuuruna varmazlar.
Diyanet Vakfı 123. Böylece biz, her kasabada, oralarda bozgunculuk yapmaları için,
günahkârlarını liderler yaptık.
Onlar yalnız kendilerini aldatırlar, ama farkında olmazlar.
Edip Yüksel 6:123 Her ülkenin önde gelen suçlularına, orada hile ve entrika yapmaları için izin verdik. Aslında kendilerinden başkasını kandırmıyorlar. Ama farkında değiller.
Elmalılı Hamdi Yazır 123-Böylece her şehirde
o şehrin günahkarlarının büyüklerini,
orada hilekarlık yapsınlar diye, işbaşında bulundurmaktayız. Oysa onlar, hilekarlığı başkalarına değil, kendilerine yapıyorlar da farkına varamıyorlar.
Süleyman Ateş 123. Böylece
her kentin büyüklerini,
oranın suçluları yaptık ki, orada tuzak kursunlar (her kentin ileri gelenlerine, tuzak kurmaları için fırsat verdik). Onlar kendilerinden başkasına tuzak kurmuyorlar, ama farkında değiller.
Yaşar Nuri Öztürk 123 Biz bu şekide
her kentte/her medeniyette kodamanları
, o kent ve medeniyetin suçluları yaptık ki, orada oyunlar tezgâhlayıp tuzaklar kursunlar. Aslında onlar öz benliklerinden başkasına oyun oynamıyorlar ama farkında değillir.
________________________________________



17-İSRA


(16) Ve iza eradna en nühlike
karyeten emarna
mütrafiha fe fesku fiha fe hakka aleyhel kavlü fe demmernaha tedmira

Ali Bulaç 16- Bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman, onun
'varlık ve güç sahibi önde gelenlerine' e
mrederiz, böylelikle onda bozgunculuk çıkarırlar. Artık onun üzerine söz hak olur da, onu kökünden darmadağın ederiz.
Diyanet Vakfı 16. Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde, o
ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına
(iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de orayı darmadağın ederiz.
Edip Yüksel 16. Biz bir toplumu yok etmek istediğimiz zaman onun
ileri gelen varlıklılarının
orada kötülük yapmasına izin veririz. Böylece o topluma verilmiş söz gerçekleşir ve onu yerle bir ederiz.
Elmalılı Hamdi Yazır 16-Bir ülkeyi helak etmek istediğimiz zaman oranın
devletlilerine (ileri gelenlerine)
emrederiz; onlar itaat etmeyip orada kötülük işlerler. Böylece o ülke aleyhine hüküm hak olur! Artık onu yerle bir ederiz.
Süleyman Ateş 16. Biz bir kenti helak etmek istediğimiz zaman onun
varlıklılarına
emrederiz, orada kötü işler yaparlar, böylece o ülkeye (azab) karar(ı) gerekli olur, biz de orayı darmadağın ederiz.
Yaşar Nuri Öztürk 16 Biz bir ülkeyi/medeniyeti mahvetmek istediğimizde, onun
servet ve nimetle şımarmış elebaşlarına
emirler yöneltiriz/onları yöneticiler yaparız da onlar, orada bozuk gidişler sergilerler. Böylece o ülke/medeniyet aleyhine hüküm hak olur; biz de onun altını üstüne getiririz.
________________________________________





7-ARAF

179. Ve le kad zera'na li cehenneme kesıram minel cinni vel insi lehüm kulubül la yefkahune biha ve lehüm a'yünül la yübsırune biha ve lehüm azanül la yesmeune biha
ülaike kel en'ami bel hüm edall
ülaike hümül ğafilun


Ali Bulaç 179- Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalbleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler.
Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar.
İşte bunlar gafil olanlardır.


Diyanet Vakfı 179. Andolsun, biz cinler ve insanlardan birçoğunu cehennem için yaratmışızdır. Onların kalpleri vardır, onlarla kavramazlar; gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır, onlarla işitmezler.
İşte onlar hayvanlar gibidir; hatta daha da şaşkındırlar.
İşte asıl gafiller onlardır.


Edip Yüksel 7:179 İnsanlardan ve cinlerden çok sayıda kişiyi cehenneme mahkum ettik. Kalpleri var, fakat kavrayamazlar; gözleri var, fakat görmezler; kulakları var, fakat işitmezler.
Onlar, çiftlik hayvanları gibidir, hatta daha da kötü...
Ve onlar, olup bitenden habersizdirler.


Elmalılı Hamdi Yazır 179-Andolsun ki, cin ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır, onunla gerçeği anlamazlar, gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır ama onlarla işitmezler.
İşte bunlar hayvan gibidirler,
hatta daha şaşkındırlar. İşte o gafiller ancak bunlardır.


Süleyman Ateş 179. Andolsun, cehennem için de birçok cin ve insan yarattık ki kalbleri var, fakat onlarla anlamazlar; gözleri var, fakat onlarla görmezler; kulakları var, fakat onlarla işitmezler.
İşte onlar hayvanlar gibidir, hatta daha da sapık...
Ve işte gafiller onlardır!


Yaşar Nuri Öztürk 179 Yemin olsun ki, biz, cehennem için, cinlerden ve insanlardan, birçok kişiye vücut verdik/birçoğunu döllendirip yaydık. Kalpleri var bunların, onlarla anlamazlar; gözleri var bunların, onlarla görmezler; kulakları var bunların, onlarla işitmezler.
Davarlar gibidir bunlar. Belki daha da şaşkın.
Gafillerin ta kendileridir bunlar.
________________________________________





CAHILLERDEN OLMAKTAN ALLAH'A SIĞINIRIM


2-BAKARA
(67) Ve iz kale musa li kavmihi innellahe ye'müruküm en tezbehu bekarah *kalu etettehızüna hüzüva *kale
euzü billahi en ekune minel cahilin

Ali Bulaç 67- Hani Musa kavmine: 'Allah, muhakkak sizin bir sığır kesmenizi emrediyor' demişti. 'Bizi alaya mı alıyorsun?' dediler. (Musa)
'Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım'
dedi.
Diyanet Vakfı 67. Musa, kavmine: Allah bir sığır kesmenizi emrediyor, demişti de: Bizimle alay mı ediyorsun? demişlerdi. O da:
Cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım,
demişti.
Edip Yüksel 2:67 Hani, Musa halkına: "ALLAH bir düve boğazlamanızı emrediyor," demişti. "Bizimle alay mı ediyorsun," deyince de
"Cahilce davranmaktan ALLAH'a sığınırım,"
dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır 67-Bir vakit de Musa, kavmine demişti ki: "Allah size bir sığır boğazlamanızı emrediyor." Onlar da: "Ay! Bizimle eğlenip alay mı ediyorsun?" dediler. O da: "O gibi
cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım.
" dedi.
Süleyman Ateş 67. Musa, kavmine: "Allah size bir inek kesmenizi emrediyor." demişti. "Bizimle alay mı ediyorsun?" dediler.
"cahillerden olmaktan Allah'a sığınırım!"
dedi.
Yaşar Nuri Öztürk 67 Mûsa, toplumuna dedi ki: "Allah size, bir inek boğazlamanızı emrediyor." Dediler ki: "Sen bizimle alay mı ediyorsun?" Dedi ki:
"Cahillerden biri olmaktan Allah'a sığınırım."

________________________________________





7-ARAF
(199) Huzil afve ve'mür bil urfi ve
a'rıd anil cahilin

Ali Bulaç 199- Sen af (veya kolaylık) yolunu benimse, örf ile emret ve
cahillerden yüz çevir.

Diyanet Vakfı 199. (Resûlüm!) Sen afyolunu tut, iyiliği emret ve
cahillerden yüz çevir.

Edip Yüksel 7:199 Affedici ol, toleransı öğütle ve
cahillere aldırış etme.
Elmalılı Hamdi Yazır 199-Sen af yolunu tut, iyilikle emret ve
kendilerini bilmezlerden yüz çevir!

Süleyman Ateş 199. Affı al, iyiliği emret,
cahillere aldırış etme.

Yaşar Nuri Öztürk 199 Affetmeyi esas al! İyiyi ve güzeli emret,
cahillerden yüz çevir!



16-NAHL
(119) Sümme inne rabbeke lillezıne amilüs sue bi cehaletin sümme tabu mim ba'di zalike ve aslehu inne rabbeke mim ba'diha le ğafurur rahiym

Ali Bulaç 119- Sonra gerçekten Rabbin, cehalet sonucu kötülük işleyen, sonra bunun ardından tevbe eden ve ıslah olanlar(la beraberdir). Şüphesiz Rabbin bundan sonra bağışlayandır, esirgeyendir.
Diyanet Vakfı 119. Sonra şüphesiz Rabbin, cahillik sebebiyle kötülük yapan, sonra da bunun ardından tevbe edip durumunu düzeltenleri (bağışlayacaktır). Çünkü onlar tevbe ettikten sonra Rabbin elbet çok bağışlayan, pek esirgeyendir.
Edip Yüksel 119. Bunlara rağmen Rabbin, bilgisizlik yüzünden kötülük işledikten sonra ardından tevbe edip düzelenlere, evet senin Rabbin ondan sonra Bağışlayandır, Rahimdir.
Elmalılı Hamdi Yazır 119-Sonra muhakkak Rabbin, bir cehaletle kötülük isteyen sonra arkasından tevbe edip düzelen kimselerin lehinedir; şüphesiz ki, Rabbin, bunun arkasından elbette çok bağışlayandır, merhamet sahibidir.
Süleyman Ateş 119. Sonra Rabbin şunlardan yanadır ki, cehaletle kötülük işlediler, sonra onun ardından tevbe ettiler, uslandılar. Bütün bunlardan sonra Rabbin, elbette bağışlayandır, esirgeyendir.
Yaşar Nuri Öztürk 119 Şu da var: Rabbin, bilgisizlik yüzünden kötülük işleyip de bunun ardından tövbe edip hallerini düzeltenler lehindedir. Sonra senin Rabbin gerçekten Gafûr ve Rahîm'dir.






25-FURKAN
(63) Ve ibadür rahmanillezine yemşune alel erdı hevnev ve iza hatabehümül cahilune kalu selama

Ali Bulaç 63- O Rahman (olan Allah)ın kulları, yeryüzü üzerinde alçak gönüllü olarak yürürler ve cahiller kendileriyle muhatap oldukları zaman 'Selam' derler.
Diyanet Vakfı 63. Rahmân'ın(has) kulları onlardır ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve kendini bilmez kimseler onlara laf attığında (incitmeksizin) "Selam!" derler (geçerler);
Edip Yüksel 63. Rahman'ın kulları öyle kimselerdir ki yeryüzünde gösterişsizce yürürler. Cahiller kendilerine laf atınca da barış önerirler.
Elmalılı Hamdi Yazır 63-Ve Rahman'ın kullan: O kimseler ki, yeryüzünde tevazu ile yürürler ve cahiller kendilerine laf attıkları zaman "Selametle!" derler;
Süleyman Ateş 63. Rahman'ın kulları öyle kimselerdir ki, yeryüzünde mütevazi olarak yürürler, cahiller kendilerine laf atarsa "Selam" derler.
Yaşar Nuri Öztürk 63 Rahman'ın kulları, yeryüzünde böbürlenmeden/rahatsız etmeden yürüyen kişilerdir. Cahiller onlara hitap edince, "Selam!" derler.





33-AHZAB
(72) İnna aradnel emanete ales semavati vel erdı vel cibali fe ebeyne ey yahmilneha ve eşfakne minha ve hamelehel insan innehu kane zalumen cehula

Ali Bulaç 72- Gerçek şu ki, biz emanetleri göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar bunu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korkuya kapıldılar; onu insan yüklendi. Çünkü o, çok zalim, çok cahildir.
Diyanet Vakfı 72. Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, (sorumluluğundan) korktular. Onu insan yüklendi. Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.
Edip Yüksel 72. Biz sorumluluğu (sınanmayı) göklere, yere, dağlara sunmuştuk da onlar onu yüklenmekten çekinmişler ve kabul etmemişlerdi. Ancak onu insan yüklendi; o zalim ve cahil olmuştu.
Elmalılı Hamdi Yazır 72-Evet Biz, o emaneti göklere, yere ve dağlara sunduk da onlar onu yüklenmeye yanaşmadılar ve ondan korktular da insan yüklendi onu. O gerçekten çok zalim, çok cahil bulunuyor
Süleyman Ateş 72. Biz emaneti, göklere, yere ve dağlara sunduk; onu yüklenmekten kaçındılar, on(un sorumluluğun)dan korktular; onu insan yüklendi; (fakat onun ağır sorumluluğunu tam kavrayamadı) doğrusu o, çok zalim, çok cahildir.
Yaşar Nuri Öztürk 72 Biz emâneti göklere, yere, dağlara teklif ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar, ondan ürktüler. İnsan ise çok zalim ve çok cahil olduğu halde onu yüklendi.



TEKRAR SÖYLEYEYİM....;

2-BAKARA-67-....euzü billahi en ekune minel cahilin

CAHİLLERDEN OLMAKTAN YARADAN'IMA SIĞINIRIM


SİZ BİLİRSİNİZ KARAR SİZİN....

81-TEKVİR


27. In huve illa zikrun lil'alemiyne.
Diyanet Vakfı 27. O, herkes için, bir öğüttür,
Elmalılı Hamdi Yazır 27-O, sadece bir öğüttür, alemler için.
Yaşar Nuri Öztürk 27 O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir.



28. Limen şae minkum en yestekıyme,.

Diyanet Vakfı 28. Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için de.
Elmalılı Hamdi Yazır 28-Ve içinizden dosdoğru olmayı dileyenler için.
Yaşar Nuri Öztürk 28 İçinizden, dosdoğru yürümek isteyen için.



29. Ve ma teşaune illa en yeşaallahu rabbul'alemiyne.

Diyanet Vakfı 29. Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır 29-Fakat o alemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz!
Yaşar Nuri Öztürk 29 Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz!





7-ARAF-23 kale
rabbena zalemna enfüsena ve il lem tağfir lena ve terhamna lenekunenne minel hasirin
Diyanet Vakfı 23. (Adem ile eşi) dediler ki:
Ey Rabbimiz! Biz kendimize zulmettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.


21-ENBİYA-87……(yunus dediki)…
………el la ilahe illa ente sübhaneke inni küntü minez zalimin

Diyanet Vakfı 87. Zünnûn'u da (Yunus'u da zikret). O öfkeli bir halde geçip gitmişti; bizim kendisini asla sıkıştırmayacağımızı zannetmişti. Nihayet karanlıklar içinde:
"Senden başka hiçbir tanrı yoktur. Seni tenzih ederim. Gerçekten ben zalimlerden oldum!"


28-KASAS-16-kale
rabbi inni zalemtü nefsi fağfirli ....fe ğafera leh innehu hüvel ğafurur rahiym

Diyanet Vakfı 16. Musa:
Rabbim! Doğrusu kendime zulmettim (başıma iş açtım). Beni bağışla
dedi,
Allah da onu bağışladı. Çünkü, çok bağışlayıcı, çok esirgeyici olan ancak O'dur.




2-BAKARA-286-..rabbena la tüahızna in nesina ev ahta'na*..

2-286-DİYANET- ..Rabbimiz! Unutursak veya hataya düşersek bizi sorumlu tutma…sorgulama…hesaba çekme…






7-ARAF- 185-.... fe bi eyyi hadisin ba'dehu yü'minun (BAŞKA HANGİ GERÇEK SÖZ-HADİS-E İNANACAKSINIZ)

77-MÜRSELAT -50-Fe bi eyyi hadiysin ba'dehu yü'minune.(BAŞKA HANGİ GERÇEK SÖZ-HADİS-E İNANACAKSINIZ)





rabbena amenna fağfir lena varhamna ve ente hayrur rahimin (23-/109)

ve selamün ala ibadihillezinastafa (27-/59) ve selamün alel mürselin (37-/182)

Vel hamdü lillahi rabbil alemin

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa