10 Kasım 2007

ÇOCUKLARIMA NASİHAT-SÖYLEŞİ-13-14

SÖYLEŞİ -13-


Şu bizim Diyanetin uygulamalarından bazıları aklıma geldi de, gülsem mi, ağlasam mı? Bu millete din adına yapılan yanlışlıklara nasıl izin veriyor, göz yumuyor ve bazen de alet oluyor?

Ne diyor Yasin süresi (36/70) "liyünzire men kane hayy"(Bu Kur'an dirilere inmiştir-diriler içindir). Mehmet Akif'i gel de anma.
inmemiştir haşa bu kur'an şunu iyi bilin,
ne ölülere okunmak ne de fal açmak için.

Şimdi bu açık hükme rağmen neler oluyor ? Bilhassa dini bayram¬lar sırasında bildiğiniz gibi mezarlıklar ziyaretçilerle dolar. Bir de bakarsınız bir sürü hoca (İ) türemiş, ölülere Kur’an okumak için sıraya girmiş. Bizim cahil insanımız da bunlara bir şey biliyormuşlar gibi inanıp, anasına babasına ölüsüne güya hediye gönderiyor. Hoca müsveddelerine okuma karşılığı ödediği paranın, ölüsünü rahatlattığı inancı içinde huzurla mezarlıktan ayrılıyor. Bu hocaların sahteliğin¬den şüphelenildiğinde Müftülükler devreye girip sınav yapıp gerçek hocalara bir de belge veriyor. Saf , saf olduğundan fazla cahil insanlar o belgeyi de görüp biraz daha rahatlayıp gönül rahatlığına kavuşuyor. Gazetelerde "sahte hoca" manşetlerinden kurtuluyoruz, ama ne var ki ölülere Kur'an okumaya cevaz verme gibi bir büyük yanlışın içine düşüyoruz. Olmadı demeyin, olmaz demeyin örnekleri o kadar çok ki...
Dirilere inen kur’an'ı ölülere okutmak. Vay ki vay... Bu insanlara Allah acısın akıl fikir versin. Ama bizim görevlilerimize ne demeli?

Bir de görsel, işitsel, yazılı medyanın bazılarında rastlanan "devir" rezaleti.. Çıkıyor bir hoca kılığında-sıfatında biri.. devirin kaç altın karşılığı, kaç fakirle yapılacağını bütün teferruatıyla tarif ediyor. Zavallı, cahiller de ölüsünün bu yolla, namaz, oruç borçlarını kapatıyor. Nasıl bir anlayış..Yazıklar olsun.. Allah'tan hiç mi korkmuyorlar? Hayret ki hayret.. Papazların günah çıkartmasından da beter. Papaza hiç olmazsa kişi kendi günahını itiraf edip, psikolojik bir rahatlama¬yı sağlıyor. Onun tavsiyesi ile de bir nevi pişmanlık içinde dua vs. yaparak günahtan kurtulduğuna inanıyor Bizim alleme ölüyü temize çıkarıyor. Sorsan bir sürü saçmalıkla dolu kitap ismi bile sayar.Faiz-riba hakkında sorarsan ona da kar payı der çıkar.Bu kafayla başa çıkabilirsen çık.Kavramları karıştırıp saltanatlarının devamı için her şeyi yapmaya müsait olanlardan ancak “Yaradan”a sığınılır.

Dinin neden gelişmeyi önlediği düşüncesindekilere ne söylenebilir? Olay açık ve net değil mi? Din adına bir sürü safsata uydurulur, cahil insan da belki de işine öyle geldiği için buna inanır ve o yoldan gitmeye kalkarsa yapılacak başka bir şey kalıyor mu? Herke- sin aklını başına toplaması gerekiyor.

Yaşar Nuri hocanın dillerinde tüy bitti. Milleti uyandırayım diye nerdeyse kendini parçalayacak..ama ne çare...

Doğruları o kadar tedbirli, açık ve net olarak söylediği halde neredeyse hiristiyanlığın "aforoz”unu uyguluyorlar.

Bırak hocam oyalansınlar..
Nasılsa görecekler...(43/39)”fasfah anhüm ve kul selam fesevfe ya’lemun”
Vesselam.


SÖYLEŞİ -14-


Namazın şekli Kur'an da gösterilmemiş. Peygamberimizin gösterdiği şekilde ve vakitlerde kılınıyor. Ama İslam ülkelerinde ve alim¬lerinde bu konuda ittifak yok. Mezheplere göre bir sürü şekil oluşmuş. Belki hepsi de doğrudur. Daha önce demistim, Kur’an’da namaz olarak tercüme edilen “salat” kelimesi aslında "dua etme”, iyiliği isteme,destekleme,kutsama anlamına gelir. (33/56) ayete bakarsak orada dua, iyiliğini isteme anlamına geldiğini görürüz. Abdesti tarif eden namazı neden tarif etmiyor düşünmek lazım. “Salaten tuncina” “salaten nariye” duaları ne ola ki? Esas ibadet “secde”de ondan salat ayrıca tarif edilmiyor. Yalnız O’na secde emredilir. Kur’an’ daki ondört secde ayeti ve diğer yerlerde geçen secde sözlerini gözden geçirirsen buna çok yaklaşırsın. Bu ayrı büyük bir konudur. Ben sana bunları sonra anlatırım. Ama sen kendinde ararsan “secde et rabbine yaklaş” (96/19) göreceksin.

Fatiha suresini devamlı okuruz. Kaç kişi bilir, kimler “iyyake n”ağbudü ve iyyake n”estain”’in manasını düşünüyor ve hayatında da uygulamaya çalışıyor? “Senden başkasına tapmam ve senden başkasından da istemem” diye düşünüp de ben bu sözü söylüyorum ama ne kadar bu söze sadık kalıyorum? İnsan nasıl da yanılıyor? Söylediği sözle yaptığı birbirini tutmayan, soruya ne cevap verecek? İşte meselenin temelinde yatan bu. Ne dediğini bilmeyen ve dediğini yapmayan kula Allah ne yapsın? Kulum böyle dedin ama dediğini yapmadın, işte kanıtı deyip, ellerini konuşturup şahit tuttuğu zaman verilecek cevap var mı? Merhameti ve affı sonsuz olan Yüce Yaradan’a sığınırım.

Arkadaş ne zaman tuvalete gitsen ve ne zaman cunup olsan (temizlendikten sonra) ellerini koluna kadar yıka, yüzünü de ve ıslak elinle başını sıva ayaklarını da yıka. İşte sana Kur’an ın tarifiyle abdest. (5/6), ve (96/19) “vescüd vakderib” (secde et rabbine yaklaş)

Sabah yatağından kalkınca tuvalete çıkıyorsun, elini yüzünü nasılsa yıkıyorsun, muhtemelen saçını düzeltmek için de olsa başını sıvazlıyorsun. Ayaklarını da yıka. İşte sana abdest. Nasıl hiç te zor değil. Peşinden şükrünü, verilen emri secde emri ile yerine getir. Bunu yaparken istersen, peygamberimizin gösterdiği şekilde, namaz kılma diye tarif edilen şekilde yap. Buna istersen namaz de, ister secde. Elbette ruku da beraber olacağı için (48/29) Fetih süresi son ayetteki “rükkean ve sücceden” sözüne de uymuş ve peygamberle beraber mü”minler arasına girmiş olursun.

Akşam yatmadan önce de muhtemelen ayak yoluna gideceksin. Veya eşinle beraber olacaksın.Yine temizlenip aynı şekilde abdestini tazeleyip secdeni yapar ve öyle yatarsın belki güneşi görmek nasip olma¬yabilir ama, "ve men tabe meake”(11/112) O’'nunla beraber olanlar arasına katılırsın.

Gece bir sebeple uyanırsan yine aynı işlemi yap. Bu da (17/79) "fetehecced bihi nafileten lek"(geceleyin nafileten secde et) emrine uyup hatemennebiy Hz. Muhammed’in sünnetini ihya etme olur. Ne mutlu...Sen uyursun Allah uyumaz.Ve seni bir an bile boş bırakmaz. İşte kullu¬ğun gerçek belirtisi, sen O'nu görmüyorsun ama O seni her an görüyor. Bunu anladın mı o zaman sana en büyük "ihsan" verilmiş demektir.

Dünya kendi etrafında dönüyor,bu dönme sırasında güneş görünü¬yor. Sen buna güneş doğdu diyorsun. Güneş doğmadı. Vardı ve olduğu yerde idi, Dünya kendi etrafında döndüğü için sen onu doğdu sanıyor, yanlış söy¬lüyor, ve yanlışına da inanıyorsun. Doğrusu güneş göründü olabilir. Güneş kaybolunca da güneş battı diyorsun. Hayır dünya kendi etrafında dö¬nerken güneş ışıkları kayboldu ve dünyanın senin bulunduğun yönün aksi tarafı ışıklanırken senin bulunduğun taraf karanlıkta kaldı.Yani gece başladı. Güneş battı demek yanlış. Yanlış söylüyor ve ona inanıyorsun. Yani zannına uyuyorsun.(6/116) "ve in tu"ti eksere men fil ard,yudilluke an sebiylillah, in yettebiune illezzann ve in hüm illa yahrusun" (Yeryüzündeki insanlara uyarsan onların çoğu zanlarına uyarlar ve onlar yalancıların ta kendileridir) İşte böyle basit gibi görünen misaller var ki insanların düşünmeyişlerinden yalancılar deflerine yazılmasına sebep olur. Böylesine cahillikten Allah'a sığınırım. (33/72) "inna aradnel emanete alessemavati vel ardı vel cibali feebeyne en yahmilneha ve eşfakna minha ve hamelehel insan innehu kane zalumen cehula"(emaneti gök, yer, dağlara teklif edince, ürküp haşmeti,nden titreyerek reddettiler, zalim ve cahil olan insan onu yüklenmekten kaçınmadı-kabul etti.) İnsanın nasıl insan olduğunu açıklamıyor mu? (95) Tıyn süresinde de insanı tarif etmiyor mu? "lekad haleknal insane fiy ahseni takvim, sümme redatnahu esfele safiliyn" (insanı en güzel şekilde yarattık, sonra onu aşağılık kıldık)
Zalimlik ve cahillikten kaçınırsan, kaçınmaya çalışırken elbette iyi amel "amelen salihan" düsturun olursa "ahseni takvim" sınıfına dahil olur. Allah'a yakınlaşır ve dostluğunu kazanırsın.Bil ki Allah dostlarına korku ve üzüntü bulaşmaz. (10/62) "ela inne evliyallahu la havfun aleyhim ve la hüm yahzenun"(Allah dostlarına korku ve üzüntü bulaşmaz-yaklaşmaz-veya olmaz.) ve (39/45) "ve lezikrullahi ekber" (Allah'ı anmak büyük şeydir-zikirdir) O’nu anmak, tabi olduğunu bil¬mek önemlidir, bunu başka insanlara göstermek değil. O’nun için camiye gitmeye gerek yoktur. Allah korusun bu riyaya girebilir, nefis dikkat et seni kandırmasın. Başkaları senin Allah'a ne kadar bağlı olduğunu söylemesin ve görmesin Allah şahit. olarak elbet yeter. Allah'a tabi olmak çok kolaydır. Yaradan hiç zorluk vermez ve istemez, kötülüğü ise hiç sevmez. Defalarca örnek verdim. Sen kötülüğü istemedikçe ve O'na yöneldikçe yaşamın ne kadar güzel olduğunu görecek ve insanlardan fariğ (muhtaç olmamak) olacaksın.
(3/182) "elleziyne yezkurunallahe kıyamen ve kuuden ve ala cunubihim" (onlar, ayakta, otururken, uzanırken Allah' ı anar (zikreder) ler) "ve yetefekkurune fiy halkıssemavati vel ard, rabbena ma halakte haza batıl, sübhaneke fekına azabennar”(ve göklerin ve yerin yaradılışındaki hikmeti düşünür-araştırır-tefekkür eder- ve yarabbi sen hiç bir şeyi batıl olarak-gereksiz yaratmadın, seni tenzih ederiz bizi ateşten koru) derler.

İşte sana güzel bir örnek daha.. .Allah’ı anmanın vakti saati yoktur. Her zaman, ayakta, otururken, yatarken O'nu anmak ve yaradılışta¬ki hikmetleri düşünerek ders çıkarmak, ders almak, O'nu zikretmek büyük şey olarak tarif ediliyor. İnsan ne kadar az düşünüyor? Ne kadar da başkalarının zanlarına uyup söylediklerini araştırmadan kabul edip, zanlarına ve onların zanlarına uyuyor. Bilmeden yalancılar defterine yazılmaktan Allah korusun.. Ve Yusuf süresi (12/101) "fatıressemavati vel ard ente veliyyiy fiddünya vel ahireti, teveffeniy müslimen ve el hıkniy bissalihiyn"(yeri-göğü arasındakileri yaradan,dünyada da ahirette de dostum sensin, benim canımı müslim olarak al ve beni salih, kullarının arasına kat) Ne güzel bir duadır bu da..

İşte böylece iş anlaşıldı.

Cami yok, mescid var. O da bütün dünya ve secde edebileceğin her yer.

O'nu anmanın zamanı yok.Yaşadığın, nefes alıp verdiğin her an. Ancak temizlendiğin zaman secde borcun var.

(76/26) “ve minelleyli fescud lehu ve sebbihhu leylen tavila" (geceleri O'na secde et ve tesbih et-an-)
Bütün peygamberlere söylettiği sözlerle hem O'na dua et, yalvar, iste ve hem de O'na hitab etmenin O 'nunla karşılıklı konuşmanın zevkine var.

(2/285) "rabbena la tuhaizna in nesiğna ev ah’tana" (yarabbi unutursak yanılırsak bize kızma, bizi azarlama)

(2/201)Rabbena atina fiddünya haseneten ve fil ahireti haseneten ve kına azabennar"(yarabbi bu dünyada da ahirette de iyilik ver ve bizi ateşin azabından koru),

(7 6/13) "la yerevna fiyha şemsen ve la zemherira" (onlara güneş ve zemheri soğuğu da zarar vermez-dokunmaz.)

Onun için sende "ve kına azabeş şemsi ve zemheri ve azabel zaikatül mevt” sözünü ekle.
(11/88) "ve ma tevfiykiy illa billah" (başarı ancak Allah'tandır)


(18/39) “la kuvvete illa billah” (güç ancak Alah’tandır.)
(8/10) “Vemen nasrü illa min indillah” (Yardım ancak Allah katındadır.)

(12/21) "vallahü galibün ala emrihi ve lakinne ekserannasi la yağlemun” (Allah her şeye galiptir-emrini yürütür-ama insanların çoğu bunu bilmezler.)

(39/29) "kul elhamdülillah bel ekserühün la yağlemun" (deki hamd Allah içindir, fakat çokları bilmezler.)

(39/38) "kul hasbiyallah" (deki Allah yardımcı olarak yeter)

(39/44) "kul lillahişşefaatü cemia" (deki bütün şefaat Allah'a aittir)
Şu yazılan ayetlerin manasını düşünürsen ne yapman gerektiği kendiliğinden ortaya çıkacaktır.
Yaradan, insanlara nasıl öğretiyor ve hiç zorluk istemiyor bir bak. İnanmayanlar için de (43/39) "fasfah anhüm ve kul selam fesevfe yağlemun" (onlara selam ver geç, nasılsa görecekler.) diyor. (2/67 ) "eüzü billahi en ekune minelcahiliyn” (cahillerden olmaktan Allah'ıma sığınırım).

Allah'ın selam, rahmet ve bereketi doğru yolunda olanların, “salih kul” larının üzerine olsun, vesselam.

Devam edecek…

0 Yorum:

Yorum Gönder

Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]

<< Ana Sayfa