KURAN BANA DİYOR Kİ-30-SÖZ VERME SORUMLULUK GEREKTİRİR
2-BAKARA
(80) Ve kalu
len temessenen naru illa eyyamem ma'dudeh*kul
ettehaztüm ındellahi ahden
fe ley yuhlifellahü ahdehuem tekulune alellahi ma la ta'lemun
Diyanet Vakfı 80. İsrailoğulları:
Sayılı birkaç gün müstesna, bize ateş dokunmayacaktır,dediler. De ki (onlara):
Siz Allah katından bir söz mü aldınız
-ki Allah sözünden caymaz-,yoksa Allah hakkında bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?
Elmalılı Hamdi Yazır 80-Bir de dediler ki:
"Bize sayılı bir kaç günden başka asla ateş dokunmaz."Siz de:
"Allah'tan bir teminat mı aldınız?Böyle ise
Allah kesinlikle sözünden caymaz,yoksa Allah'a karşı bilemeyeceğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz?"
Yaşar Nuri Öztürk 80 Dediler ki:
"Sayılı birkaç gün dışında ateş bize asla dokunmayacaktır."De ki:
"Allah'tan bir ahit mi aldınız!
Allah, ahdine asla ters düşmez.Yoksa siz Allah'a isnat ederek, bilmediğiniz şeyleri mi söylüyorsunuz
2-BAKARA
(124) Ve izibtela ibrahıme rabbühu bi kelimatin fe etemmehünn* kale innı caılüke lin nasi
imama*kale ve min zürriyyetı* kale la yenalü ahdiz zalimın
Diyanet Vakfı 124. Bir zamanlar Rabbi İbrahim'i bir takım kelimelerle sınamış, onları tam olarak yerine getirince: Ben seni insanlara
önderyapacağım, demişti. "Soyumdan da (önderler yap, yâ Rabbi!)" dedi. Allah: Ahdim zalimlere ermez (onlar için söz vermem) buyurdu.
Elmalılı Hamdi Yazır 124-Şunu da hatırlayın ki, bir vakit Rabbi, İbrahim'i bir takım kelimelerle imtihan etti. O, onları tamamlayınca Rabbi: "Ben seni bütün insanlara
önderyapacağım." buyurdu. İbrahim: "Rabbim zürriyetimden de yap" dedi. Rabbi ise: "Zalimler Benim ahdime nail olamaz." buyurdu.
Yaşar Nuri Öztürk 124 Hani Rabbi, İbrahim'i bazı kelimelerle imtihana çekmiş, o da onların hakkını vermişti de Rab şöyle demişti: "Seni insanlara
önderyapacağım." İbrahim, "Soyumdan birilerini de" deyince Allah: "Benim ahdim zalimlere ulaşmaz." buyurdu.
2-BAKARA
(177) Leysel birra en tüvellu vücuheküm kıbelel meşrikı vel mağribi ve lakinnel birra men amene billahi vel yevmil ahıri vel melaiketi vel kitabi ven nebiyyın* ve atel male ala hubbihı zevil kurba vel yetama vel mesakıne vebnes sebıli ves sailıne ve fir rikab* ve ekames salate ve atez zekah*
vel mufune bi ahdihim iza ahedu* ves sabirıne fil be'sai ved darrai ve hıynel be's* ülaikellezıne sadeku* ve ülaike hümül müttekun
Diyanet Vakfı 177. İyilik, yüzlerinizi doğu ve batı tarafına çevirmeniz değildir. Asıl iyilik, o kimsenin yaptığıdır ki, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır. (Allah'ın rızasını gözeterek) yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere sevdiği maldan harcar, namaz kılar, zekât verir.
Antlaşma yaptığı zaman sözlerini yerine getirir.Sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabreder. İşte doğru olanlar, bu vasıfları taşıyanlardır. Müttakîler ancak onlardır!
Elmalılı Hamdi Yazır 177-Erginlik, yüzlerinizi bir doğu bir batı tarafına çevirmeniz değildir. Ancak eren Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman edip yakınlığı olanlara, öksüzlere, çaresizlere, yolda kalmışa, dilenenlere ve esirler uğrunda seve seve mal veren, hem namazı kılan, hem zekatı veren,
sözleştikleri vakit sözlerini yerine getiren, hele sıkıntı ve hastalık durumlarında ve savaşın kızıştığı anda sabır gösterenlerdir. İşte bunlardır doğru olanlar ve bunlardır Allah'tan korkup kötülüklerden sakınanlar.
Yaşar Nuri Öztürk 177 Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz hayırda erginlik/dürüstlük değildir. Hayırda erginlik/dürüstlük o kişinin hakkıdır ki, Allah'a, âhiret gününe, meleklere, kitaplara, peygamberlere inanır; akrabaya, yetimlere, çaresizlere, yolda kalmışa, yoksullara, özgürlüğüne kavuşmak gayretinde olanlara malı seve seve verir, namazı/duayı yerine getirir,zekâtı öder. Böyleleri
söz verdiklerinde ahitlerine vefalıdırlar;bolluk ve bereket zamanı kadar, zorluk, sıkıntı ve şiddet zamanında da sabırlıdırlar. İşte bunlardır özüyle sözü bir olanlar. İşte bunlardır takva sahipleri.
3-ALİ İMRAN
(76) Bela men
evfa bi ahdihı vetteka fe innellahe yühıbbül müttekıyn
Diyanet Vakfı 76. Hayır! (Gerçek onların dediği değil.)
Her kim sözünü yerine getirir ve kötülükten sakınırsa, bilsin ki Allah sakınanları sever.
Elmalılı Hamdi Yazır 76-Hayır yol var!
Her kim verdiği sözü yerine getirir ve sakınırsa şüphesiz, Allah o sakınanları sever.
Yaşar Nuri Öztürk 76 İş öyle değil!
Kim ahdine vefa eder, takvaya sarılırsa hiç kuşkusuz, Allah takvaya sarılanları sever.
3-ALİ İMRAN
(77) İnnellezıne yeşterune bi ahdillahi ve eymanihim semenen kalılen ülaike la halak lehüm fil ahırati ve la yükellimühümüllahü ve la yenzuru ileyhim yevmel kıyameti ve la yüzekkıhim* ve lehüm azabün elım
Diyanet Vakfı 77. Allah'a karşı verdikleri sözü ve yeminlerini az bir bedelle değiştirenlere gelince, işte bunların ahirette bir payı yoktur. Kıyamet günü Allah onlarla konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acı bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır 77-Fakat Allah'a verdikleri sözü ve kendi yeminlerini bir kaç paraya satanlara gelince, onların ahirette hiçbir nasibi yoktur. Allah, onlarla konuşmayacak, kıyamet gününde onlara bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onların hakkı elim bir azaptır.
Yaşar Nuri Öztürk 77 Allah'a verdikleri sözü ve yeminlerini basit bir bedel karşılığı satanlar var ya, işte onlar için âhirette hiçbir nasip yoktur. Allah onlarla konuşmayacaktır, kıyamet günü onlara bakmayacaktır, onları temizleyip arıtmayacaktır. Onlar için korkunç bir azap vardır.
6-ENAM
(152) Ve la takrabu malel yetımi illa billetı hiya ahsenü hatta yeblüğa eşüddeh ve evfül keyle vel mizane bil kıst la nükellifü nefsen illa vüs'aha ve
iza kultüm fa'dilu ve lev kane za kurbave
bi ahdillahi evfu zaliküm vassaküm bihı lealleküm tezekkerun
Diyanet Vakfı 152. Rüşd çağına erişinceye kadar, yetimin malına, sadece en iyi tutumla yaklaşın; ölçü ve tartıyı adaletle yapın. Biz herkese ancak gücünün yettiği kadarını yükleriz.
Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız dahi olsa adaletli olun,
Allah'a verdiğiniz sözü tutun. İşte Allah size, iyice düşünesiniz diye bunları emretti.
Elmalılı Hamdi Yazır 152-Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar en güzel şekilden başka türlü yaklaşmayın; ölçeği ve tartıyı tam ve denk tutun. Biz, hiçbir kimseye gücünün yettiğinden başkasını teklif etmeyiz.
Söz sahibi olduğunuz zaman yakınlarınıza ait de olsa adaleti gözetin. Allah'a verdiğiniz sözü yerine getirin. Duydunuz ya, O, düşünüp tutasınız diye bunları size emretti.
Yaşar Nuri Öztürk 152 "Yetimin malına yaklaşmayın! Ancak rüştüne erişinceye kadar en güzel yolla ilgilenme hali müstesna. Ölçme ve tartmayı tam bir dürüstlükle yerine getirin. Hiç kimseye yaratılış kapasitesinin üstünde yükümlülük getirmiyoruz.
Konuştuğunuz zaman, yakınlarınız/aleyhine de olsa, adaleti gözetin. Ve Allah'a verdiğiniz söze sadık kalın. Düşünüp öğüt alasınız diye O size bunları önerdi.
9-TEVBE
(4) İllellezıne ahettüm minle müşrikıne sümme lem yenkusuküm şey'ev ve lem yüzahiru aleyküm ehaden fe etimmu ileyhim ahdehüm ila müddetihim innellahe yühıbbül müttekıyn
Diyanet Vakfı 4. Ancak kendileriyle antlaşma yaptığınız müşriklerden (antlaşma şartlarına uyan) hiçbir şeyi size eksik bırakmayan ve sizin aleyhinize herhangi bir kimseye arka çıkmayanlar (bu hükmün) dışındadır. Onların antlaşmalarını, süreleri bitinceye kadar tamamlayınız. Allah (haksızlıktan) sakınanları sever.
Elmalılı Hamdi Yazır 4-Ancak antlaşma yaptığınız müşriklerden daha sonra antlaşmalarında hiçbir eksiklik yapmamış ve aleyhinizde hiçbir kimseye arka çıkmamış olanlar başka. Bunlarla yaptığınız antlaşmayı süresine kadar tamamen yerine getirin. Allah, her halde sakınanları sever.
Yaşar Nuri Öztürk 4 Antlaşma yapmış olduğunuz müşriklerden size karşı bir eksiklik sergilemeyen ve aleyhinizde başka birine yardım etmeyenler müstesnadır. Artık, onlara verdiğiniz sözü belirlenen süreye kadar tam bir şekilde koruyun. Şu bir gerçek ki Allah, sakınanları sever.
9-TEVBE
(7) Keyfe yekunü lil müşrikıne ahdün ındellahi ve ınde rasulihı illellezıne ahettüm ındel mescidil haram fe mestekamu leküm festekıymu lehüm innellahe yühıbbül mütekeyın
Diyanet Vakfı 7. Mescid-i Haram'ın yanında kendileriyle antlaşma yaptıklarınızın dışında müşriklerin Allah ve Resûlü yanında nasıl (muteber) bir ahdi olabilir? Onlar size karşı dürüst davrandıkları müddetçe siz de onlara dürüst davranın. Çünkü Allah (ahdi bozmaktan) sakınanları sever.
Elmalılı Hamdi Yazır 7-Müşriklerin, Allah katında peygamber yanında bir antlaşması nasıl olabilir? Ancak Mescid-i Haram'ın yanında antlaşma yaptıklarınız başka. Onlar size dürüstçe davrandıkça siz de onlara dürüst davranın. Şüphe yok ki, Allah hiyanetten sakınanları elbette sever.
Yaşar Nuri Öztürk 7 Müşriklerin Allah katında, onun resulü katında ahitleri nasıl olabilir! Mescid-i Haram yanında antlaşma yaptıklarınız müstesna. Bu şekilde antlaşması olanlara, onlar size doğru-dürüst davrandıkça, siz de doğru-dürüst davranın. Allah, sakınanları sever.
9-TEVBE
(12) Ve in nekesu eymanehüm mim ba'di ahdihim ve taanu fı dıniküm fe katilu eimmetel küfri innehüm la eymane lehüm leallehüm yentehun
Diyanet Vakfı 12. Eğer antlaşmalarından sonra yeminlerini bozarlar, ve dininize saldırırlarsa, küfrün önderlerine karşı savaşın. Çünkü onlar yeminleri olmayan adamlardır. (Onlara karşı savaşırsanız) umulur ki küfre son verirler.
Elmalılı Hamdi Yazır 12-Ve eğer antlaşma yaptıktan sonra yeminlerini bozar ve dininize saldırıya kalkarlarsa, o küfür öncülerini hemen öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur, belki vazgeçerler.
Yaşar Nuri Öztürk 12 Eğer verdikleri ahitten sonra yeminlerini bozar, dininize saldırırlarsa, o zaman küfrün elebaşlarını öldürün. Çünkü onların yeminleri yoktur. Böyle yaparsanız hal ve gidişlerine son verebilirler.
9-TEVBE
(111) İnnellaheştera minel mü'minıne enfüshehüm ve emvalehüm bi enne lehümül cenneh yükatilune fı sebılillahi fe yaktülune ve yuktelune va'den aleyhi hakkan fit tevrati vel incıli vel kur'an
ve men evfa bi ahdihıfestebşiru bi bey'ıkümlezı bay'tüm bih ve zalike hümvel fevzül azıym
Diyanet Vakfı 111. Allah müminlerden, mallarını ve canlarını, kendilerine (verilecek) cennet karşılığında satın almıştır. Çünkü onlar Allah yolunda savaşırlar, öldürürler, ölürler. (Bu), Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da Allah üzerine hak bir vaaddir.
Allah'tan daha çok sözünü yerine getiren kim vardır!O halde O'nunla yapmış olduğunuz bu alış verişinizden dolayı sevinin. İşte bu, (gerçekten) büyük kazançtır.
Elmalılı Hamdi Yazır 111-Allah mü'minlerden canlarını ve mallarını, cennet kesinlikle kendilerinin olması pahasına satınaldı. Allah yolunda çarpışacaklar da öldürecekler ve öldürülecekler. Bu Tevrat'ta da, İncil'de de, Kur'an'da da Allah'ın söz verdiği bir vaaddir.
Allah'tan ziyade ahdine riayet edecek kim vardır?O halde yaptığınız bu alışverişten dolayı size müjdeler olsun! Ve işte o büyük kurtuluş budur.
Yaşar Nuri Öztürk 111 Allah, müminlerin canlarını ve mallarını, karşılığında kendilerine cennet vermek üzere satın almıştır. Allah yolunda çarpışırlar da öldürürler, öldürülürler. Allah'ın; Tevrat'ta, İncil'de ve Kur'an'da kendi üzerine hak olarak yazdığı bir vaattır bu.
Ahdine, Allah'tan daha vefalı kim var?Perçinlediğiniz bu antlaşmanızdan ötürü müjdeler olsun size. İşte budur o büyük başarının ta kendisi.
13-RAD
19. E fe mey ya'lemü ennema ünzile ileyke mir rabbikel hakku ke men hüve a'ma
innema yetezekkeru ülül elbab
Diyanet Vakfı 19. Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kimse, (inkâr eden) kör kimse gibi olur mu? (
Fakat bunu) ancak akıl sahipleri anlar.
Elmalılı Hamdi Yazır 19-Şimdi Rabbinden sana indirilenin gerçekten hak olduğunu biten bir kimse, kör olan kimse gibi olur mu?
Fakat bunu ancak akıl ve vicdanı temiz olanlar idrak eder.
Yaşar Nuri Öztürk 19 Rabbinden sana indirilenin hak olduğunu bilen kişi, kör olan biriyle aynı mıdır?
Sadece aklı ve gönlü işleyenler düşünüp ibret alır
13-RAD
(20)
Ellezıne yufune bi ahdillahi ve la yenkudunel mısak
Diyanet Vakfı 20.
Onlar, Allah'ın ahdini yerine getirenler ve verdikleri sözü bozmayanlardır.
Elmalılı Hamdi Yazır 20-
Onlar ki, Allah'a verdikleri sözü yerine getirirler ve antlaşmayı bozmazlar.
Yaşar Nuri Öztürk 20
İşte bunlardır, Allah'a verdikleri söze sadık kalanlar ve antlaşmayı bozmayanlar.________________________________________
16-NAHL
(95) Ve la teşteru bi ahdillahi semenen kalıla innema ındellahi hüve hayrul leküm in küntüm ta'lemun
Diyanet Vakfı 95. Allah'ın ahdini az bir karşılığa değişmeyin! Şayet anlayan kimseler iseniz, şüphesiz Allah katında olan (sevap) sizin için daha hayırlıdır.
Elmalılı Hamdi Yazır 95-Allah'ın ahdini küçücük bir bedele değişmeyin! Herhalde Allah katındaki sizin için daha hayırlıdır, eğer bilirseniz.
Yaşar Nuri Öztürk 95 Allah'a verdiğiniz sözü basit bir ücret karşılığı satmayın. Eğer bilirseniz, Allah katında olan, sizin için daha hayırlıdır.
17-ISRA
(34) Ve la takrabu malel yetımi illa billetı hiye ahsenü hatta yeblüğa eşüddehu ve
evfu bil ahd innel ahde kane mes'ula
Diyanet Vakfı 34. Yetimin malına, rüşdüne erinceye kadar, ancak en güzel bir niyetle yaklaşın. Verdiğiniz sözü de yerine getirin. Çünkü
verilen söz, sorumluluğu gerektirir.
Elmalılı Hamdi Yazır 34-Yetimin malına da yaklaşmayın. Ancak rüşdüne erişinceye kadar en güzel şekilde yaklaşma başka; verdiğiniz sözü yerine getirin;
çünkü verilen sözde muhakkak bir sorumluluk vardır.
Yaşar Nuri Öztürk 34 Yetimin malına yaklaşmayın. Ancak rüştüne erişinceye kadar, güzel bir yolla ilgilenebilirsiniz.
Ahdinize vefalı olun çünkü verilen söz sorumluluk gerektirir.
23-MUMİNUN
(8) Vellezıne hüm li emanatihim ve ahdihim raun
Diyanet Vakfı 8. Yine onlar (o müminler) ki, emanetlerine ve ahidlerine riayet ederler;
Elmalılı Hamdi Yazır 8-Ve onlar ki, emanetlerine ve verdikleri söze riayet ederler.
Yaşar Nuri Öztürk 8 O müminler, emanetlerine, ahitlerine saygı duyup sahip çıkanlardır.
________________________________________
33-AHZAB
(15) Ve le kad kanu ahedüllahe min kablü la yüvellunel edbar ve
kane ahdüllahi mes'ula
Diyanet Vakfı 15. Andolsun ki daha önce onlar, sırt çevirip kaçmayacaklarına dair Allah'a söz vermişlerdi.
Allah'a verilen söz mesuliyeti gerektirir!
Elmalılı Hamdi Yazır 15-Halbuki bundan önce Allah'a söz vermişlerdi. Arkalarını dönmeyeceklerdi.
Allah'a verilen söz ise mesuliyetlidir, mutlaka sorulur.
Yaşar Nuri Öztürk 15 Yemin olsun ki, onlar daha önce, geri dönüp kaçmayacaklarına ilişkin Allah'a söz vermişlerdi.
Ve Allah'a verilen söz sorumluluk gerektirirdi
0 Yorum:
Yorum Gönder
Kaydol: Kayıt Yorumları [Atom]
<< Ana Sayfa