30 Kasım 2007

KURAN SENİNLE KONUŞUYOR-8-YUNUS-100-TEKVİR-VE-HER-ŞEYİNİZ-YETERLİ-OLSUN

10-YUNUS
100. Ve ma kane li nefsin en tü'mine illa bi iznillah ve yec'alür ricse alellezıne la ya'kılun

Diyanet Vakfı 100. Allah'ın izni olmadan hiç kimse inanamaz. O, akıllarını kullanmayanları murdar (inkârcı) kılar.
Elmalılı Hamdi Yazır 100-Allah'ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını güzelce kullanmayanları Allah pislik içinde bırakır!
Yaşar Nuri Öztürk 100 Allah'ın izni olmadıkça hiçbir benlik iman edemez. Allah, pisliği, aklını kullanmayanlar üzerine bırakır.



81-TEKVİR


27. In huve illa zikrun lil'alemiyne.
Diyanet Vakfı 27. O, herkes için, bir öğüttür,
Elmalılı Hamdi Yazır 27-O, sadece bir öğüttür, alemler için.
Yaşar Nuri Öztürk 27 O, âlemlere bir öğütten başka şey değildir.



28. Limen şae minkum en yestekıyme,.

Diyanet Vakfı 28. Sizden doğru yolda gitmek isteyenler için de.
Elmalılı Hamdi Yazır 28-Ve içinizden dosdoğru olmayı dileyenler için.
Yaşar Nuri Öztürk 28 İçinizden, dosdoğru yürümek isteyen için.



29. Ve ma teşaune illa en yeşaallahu rabbul'alemiyne.

Diyanet Vakfı 29. Alemlerin Rabbi Allah dilemedikçe siz dileyemezsiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır 29-Fakat o alemlerin Rabbi olan Allah dilemeyince siz dileyemezsiniz!
Yaşar Nuri Öztürk 29 Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz!



Her şeyin yeterli olsun yeryüzünün değil, cesedin-taşıyıcı ya da- burada kalması diyorum ona-dünyayı terkten sonraki yaşamını da kapsar aslında. Yunus suresi 100 ile TEKVİR'in yukarda yazılı ayetleri YARADAN dilemezse kimsenin iman edemeyeceğini açıkca yazıyor.İşte HER SEYİN YETERLİ OLSUN aslında O dilektir.YANİ YARADAN'IN DİLEMESİNİ DE DİLEMEKTİR..O zaman tamam tamamlanır.Bütün olay Yunus sırrında.YARATILANI SEVERİZ YARADAN HATIRINA....VE SEV Kİ SEVMEK EN KOLAY....
Yazılarımı takip edenlerin DOSTLARA MEKTUPLAR-1-HER ŞEYİN YETERLİ OLSUN başlığı ile yayınlanana göz atmalarını dilerdim...

TEKVİR SÜRESİNİN SON ÜÇ AYETİ İLE BU SOHBETİ NOKTALIYAYIM.....

27. In huve illa zikrun lil'alemiyne-28-Limen şae minkum en yestekıyme-29-Ve ma teşaune illa en yeşaallahu rabbul'alemiyne.
O, herkes için, bir öğüttür,Ve içinizden dosdoğru olmayı dileyenler için,FAKAT,Âlemlerin Rabbi olan Allah dilemedikçe, siz dileyemezsiniz.
YUNUS-100 TEKRAR OKUYUNUZ LUTFEN....
SELAM VE SEVGİLER....HER ŞEYİNİZ YETERLİ OLSUN....

KURAN SENİNLE KONUŞUYOR-7-TEVEKKEL-ALELLAH-ALLAH'A GÜVEN

3-ALİ İMRAN
(159) Fe bi ma rahmetim minellahi linte lehüm* ve lev künte fezzan ğalızal kalbi lenfeddu min havlike fa'fü anhüm vestağfir lehüm ve şavirhüm fil emr* fe iza azemte fe
tevekkel alellah
* innellahe yühıbbül mütevekkilın

Diyanet Vakfı 159. O vakit Allah'tan bir rahmet ile onlara yumuşak davrandın! Şayet sen kaba, katı yürekli olsaydın, hiç şüphesiz, etrafından dağılıp giderlerdi. Şu halde onları affet; bağışlanmaları için dua et; iş hakkında onlara danış. Kararını verdiğin zaman da artık Allah'a dayanıp güven. Çünkü Allah, kendisine dayanıp güvenenleri sever.
Elmalılı Hamdi Yazır 159-Sen yalnızca Allah'ın rahmeti sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer katı yürekli bir nobran olsaydın kesinlikle etrafından dağılıp gitmişlerdi. O halde onları bağışla, bağışlanmalarını dile ve yapılacak işlerde onların görüşlerini al. Sonra bir kere karar verdin mi artık Allah'a dayan, çünkü Allah, kendisine güvenenleri sever.
Yaşar Nuri Öztürk 159 Allah'tan bir merhamet/bir sevgi sayesindedir ki, sen onlara yumuşak davrandın. Eğer kaba-saba, katı yürekli olsaydın senin çevrenden kesinlikle dağılır giderlerdi. O halde bağışla onları, af dile onlar için; iş ve yönetim korusunda da onlarla şûraya git. Bir kez azmettin mi de artık Allah'a güvenip dayan!Allah, tevekkül edenleri sever.
________________________________________


4-NİSA
(81) Ve yekulune taatün fe iza berazu min ındike beyyete taifetüm minhüm ğayrallezı tekul vallahü yektübü ma yübeyyitun fe a'rıd anhüm ve
tevekkel alellah
ve kefa billahi vekıla

Diyanet Vakfı 81. "Başüstüne" derler, ama yanından ayrılınca onlardan bir kısmı, senin dediğinden başkasını gizlice kurar. Allah da onların gizlice kurduklarını yazar. Sen onlara aldırma ve Allah'a dayan; sana vekil olarak Allah yeter.
Elmalılı Hamdi Yazır 81-Sana "Baş üstüne!" diyorlar; sonra da yanından ayrıldıklarında içlerinden bir takımı söylediklerinin aksine tezvirat yapıyorlar, Allah da yaptıkları tezviratı kaydediyor. Onun için sen yüzlerine vurmaktan vazgeç de Allah'a havale et! Allah vekil olarak yeter!
Yaşar Nuri Öztürk 81 "Baş üstüne" diyorlar ama senin yanından ayrıldıklarında, içlerinden bir grup senin söylediğinin tam tersini planlıyor. Allah, onların sabahlara kadar kurup durduklarını yazıyor. Onlardan yüz çevir, Allah'ı vekil et. Vekil olarak Allah yeter.


5-MAİDE
(23) Kale racülani minellezıne yehafune en'amellahü aleyhimedhulu aleyhimül bab fe iza dehaltümuhü fe inneküm ğalibune ve
alellahi fe tevekkelu
in küntüm mü'minın

Diyanet Vakfı 23. Korkanların içinden Allah'ın kendilerine lütufda bulunduğu iki kişi şöyle dedi: Onların üzerine kapıdan girin; oraya bir girdiniz mi artık siz zaferi kazanmışsınızdır. Eğer müminler iseniz ancak Allah'a güvenin.
Elmalılı Hamdi Yazır 23-Allah'ın her ikisine de nimet verdiği, Allah'a karşı gelmekten korkan iki er çıkıp şöyle söyledi: "Onlara kapıdan hücum edin, kapıyı tutun, oraya bir kez girdiniz mi kesinlikle galipsiniz, haydi Allah'a dayanın, gerçekten inanan kimselerseniz!"
Yaşar Nuri Öztürk 23 İçine ürperti düşenlerden, Allah'ın nimet verdiği iki adam dedi ki: "Onların içine kapıdan girin. Oraya girdiğinizde galip geleceksiniz. Eğer inananlar iseniz yalnız Allah'a güvenin."



7-ARAF
(89) Kadifterayna alellahi keziben in udna fı milletiküm ba'de iz neccanellahü minha ve ma yekunü lena en neude fıha illa ey yeşaellahü rabbüna vesia rabbüna külle şey'in ılma
alellahi tevekkelna
rabbeneftah beynena ve beyne kavmina bil hakkı ve ente hayrul fatihıyn

Diyanet Vakfı 89. Doğrusu Allah bizi ondan kurtardıktan sonra tekrar sizin dininize dönersek Allah'a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah dilemiş başka, yoksa ona geri dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştır. Biz sadece Allah'a dayanırız. Rabbimiz! Bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayırlısısın.
Elmalılı Hamdi Yazır 89-Doğrusu Allah bizi ondan kurtarmış iken sizin dininize dönecek olursak bir yalan söyleyerek Allah'a iftira etmişiz demek olur. Ona tekrar dönmemiz bizim için olacak şey değildir, meğer ki, Rabbimiz olan Allah dilemiş olsun! Rabbimiz herşeyi ilmiyle kuşatmıştır. Biz Allah'a güvenmişiz. Ey, bizim Rabbimiz, bizimle kavmimiz arasında hak ile hükmet. Sen hükmedenlerin en hayırlısısın!"
Yaşar Nuri Öztürk 89 "Allah bizi, milletinizden kurtardıktan sonra tekrar o millete dönersek yalan düzüp Allah'a iftira etmiş oluruz. Rabbimiz Allah istemediği sürece, sizin milletinize dönmemiz söz konusu edilemez. Rabbimiz, bilgice her şeyi kuşatmıştır. Allah'a dayanıp güvendik biz! Ey Rabbimiz! Toplumumuzla bizim aramızda hak ile hükmet. Sen, çözüm getirenlerin en hayırlısısın."
________________________________________


8-ENFAL
(61) Ve in cenehu lis selmi fecnah leha ve
tevekkel alellah
innehu hüves semıul alım

Diyanet Vakfı 61. Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a tevekkül et, çünkü O işitendir, bilendir.
Elmalılı Hamdi Yazır 61-Eğer onlar barışa yanaşırlarsa sen de ona yanaş ve Allah'a dayan; çünkü işiten, bilen ancak O'dur.
Yaşar Nuri Öztürk 61 Eğer barışa eğilim gösterirlerse sen de buna yanaş ve Allah'a tevekkül et. Çünkü O, en iyi işitenin, en iyi bilenin ta kendisidir.


9-TEVBE
(129) Fe in tevellev fe kul hasbiyallahü la ilahe illa hu
aleyhi tevekkeltü
ve hüve rabbül arşil azıym

Diyanet Vakfı 129. (Ey Muhammed!) Yüz çevirirlerse de ki: Allah bana yeter. O'ndan başka ilâh yoktur. Ben sadece O'na güvenip dayanırım. O yüce Arş'ın sahibidir.
Elmalılı Hamdi Yazır 129-Eğer aldırmazlarsa de ki: "Bana Allah yeter! O'ndan başka ilah yoktur! Ben O'na dayanmaktayım ve O, o büyük Arş'ın sahibidir!"
Yaşar Nuri Öztürk 129 Eğer çekip giderlerse de ki: "Allah bana yeter. İlah yok O'ndan başka. Yalnız O'na dayandım ben; büyük arşın sahibi O'dur."
________________________________________


10-YUNUS
(71) Vetlü aleyhim nebee nuh iz kale li kavmihı ya kavmi in kane kebüra aleyküm mekamı ve tezkırıı bi ayatillahi fe
alellahi tevekkeltü
fe ecmiu emraküm ve şürakaeküm sümme la yekün emruküm ve şürakaeküm sümme la yekün emruküm aleyküm ğummeten sümmakdu ileyye ve la tünzırun

Diyanet Vakfı 71. Onlara Nuh'un haberini oku: Hani o kavmine demişti ki: "Ey kavmim! Eğer benim (aranızda) durmam ve Allah'ın âyetlerini hatırlatmam size ağır geldi ise, ben yalnız Allah'a dayanıp güvenirim. Siz de ortaklarınızla beraber toplanıp yapacağınızı kararlaştırın. Sonra işiniz başınıza dert olmasın. Bundan sonra (vereceğiniz) hükmü, bana uygulayın ve bana mühlet de vermeyin."
Elmalılı Hamdi Yazır 71-Bir de onlara Nuh'un kıssasını oku: Bir vakit kavmine demişti ki: "Ey kavmim, eğer benim aranızda duruşum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatışım size ağır geliyorsa, bilin ki, ben Allah'a güvenip dayanmışımdır, artık siz ve ortaklarınız her ne yapacaksanız, toplanıp bütün azminizle karar veriniz; sonra yapacağınız sizi asla tasaya da düşürmesin. Sonra da bana ne yapacaksanız yapın ve elinizden gelirse, bana bir an göz de açtırmayın!
Yaşar Nuri Öztürk 71 Onlara Nûh'un haberini de oku! Hani, toplumuna şöyle demişti: "Eğer benim konumum ve Allah'ın ayetlerini hatırlatmam size ağır geliyorsa artık ben, Allah'a dayandım. Siz de ortaklarınızla bir araya gelip işinize bakın. Yapacağınız şey size bir kaygı da vermesin, hükmünüzü bana uygulayın. Ve bana fırsat da vermeyin."


10-YUNUS
(84) Ve kale musa ya kavmi in küntüm amentüm billahi
fealleyhi tevekkelu
in küntüm müslimın

Diyanet Vakfı 84. Musa dedi ki: Ey kavmim! Eğer Allah'a inandıysanız ve O'na teslim olduysanız sadece O'na güvenip dayanın.
Elmalılı Hamdi Yazır 84-Musa da: "Ey kavmim, siz gerçekten Allah'a iman ettiyseniz, O'nun birliğine samimiyet ile teslim olmuş müslümanlar iseniz, artık O'na güvenin!" dedi.
Yaşar Nuri Öztürk 84 Mûsa dedi ki: "Ey toplumum! Eğer Allah'a inanmışsanız, müslümanlarsanız/Allah'a teslim olanlarsanız yalnız Allah'a dayanıp güvenin!"


10-YUNUS
(85) Fe kalu
alellahi tevekkelna
rabbena la tec'alna fitnetel lil kavmiz zalimın

Diyanet Vakfı 85. Onlar da dediler ki: "Allah'a dayandık. Ey Rabbimiz! Bizi o zalimler topluluğu için deneme konusu kılma!
Elmalılı Hamdi Yazır 85-Onlar: "Biz Allah'a güvendik.Ey Rabbimiz, bizi o zalim kavmin fitnesine düşürme!
Yaşar Nuri Öztürk 85 Şöyle yakardılar: "Yalnız Allah'a dayandık. Rabbimiz! Bizleri, zulmedenler toplumu için bir imtihan aracı yapma!"


11-HUD
(56) İnnı
tevekkeltü alellahi
rabbı ve rabbiküm ma min dabbetin illa hüve ahızüm binasıyetiha inne rabbı ala sıratım müstekıym

Diyanet Vakfı 56. "Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayandım. Çünkü yürüyen hiçbir varlık yoktur ki, O, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru yoldadır."

Elmalılı Hamdi Yazır 56-Ben kesinlikle hem benim Rabbim, hem de sizin Rabbiniz olan Allah'a dayanmışım. O'nun perçeminden tutmadığı hiçbir canlı yoktur. Şüphe yok ki, Rabbim doğru bir yol üzerindedir


Yaşar Nuri Öztürk 56 "Ben, benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a dayanıp güvendim. Hiçbir canlı yoktur ki O, onu perçeminden yakalamış olmasın. Hiç kuşkusuz benim Rabbim dosdoğru bir yol üzerindedir."
________________________________________


11-HUD
(88) Kale ya kavmi eraeytüm in küntü ala beyyinetim mir rabbı ve razekanı minhü rizkan hasena ve ma ürıdü en ühalifeküm ila ma enhaküm anh in ürıdü illel ıslaha mesteta't ve ma tevfıkıy illa billah
aleyhi tevekkeltü
ve ileyhi ünıb

Diyanet Vakfı 88. Dedi ki: Ey kavmim! Eğer benim, Rabbim tarafından (verilmiş) apaçık bir delilim varsa ve O bana tarafından güzel bir rızık vermişse buna ne dersiniz? Size yasak ettiğim şeylerin aksini yaparak size aykırı davranmak istemiyorum. Ben sadece gücümün yettiği kadar ıslah etmek istiyorum. Fakat başarmam ancak Allah'ın yardımı iledir. Yalnız O'na dayandım ve yalnız O'na döneceğim.
Elmalılı Hamdi Yazır 88-Şu'ayb: "Ey kavmim, ne dersiniz, eğer ben Rabbimin katından açık bir delil ile gelmişsem ve O, bana kendi kalından güzel bir rızık vermişse ne yapmalıyım? Size muhalefet etmemle sizi men ettiğim şeylere kendim düşmek istemiyorum. Ben, yalnızca gücümün yettiği kadar düzeltmeyi istiyorum, başarım da Allah'ın yardımı iledir. Ben yalnız O'na dayandım ve ancak O'na yüz tutarım.
Yaşar Nuri Öztürk 88 Dedi: "Ey toplumum! Ya ben Rabbimden bir beyyine üzerindeysem, bana, lütfundan güzel bir rızık vermişse!... Size yasakladığım şeylerde, size söylediğimin aksine davranmak istemiyorum. Gücüm ölçüsünde barış ve iyilikten başka bir şey de istemiyorum. Başarım ancak Allah'ın desteğiyledir. Yalnız O'na güvendim ben, yalnız O'na yöneliyorum."


11-HUD
(123) Ve lillahi ğaybüs semavati vel erdı ve ileyhi yürceul emru küllühu fa'büdhü ve
tevekkel aleyh
ve ma rabbüke bi ğafilin amma ta'melun

Diyanet Vakfı 123. Göklerin ve yerin gaybı (sırrı) yalnız Allah'a aittir. Her iş O'na döndürülür. Öyle ise O'na kulluk et ve O'na dayan! Rabbin yaptıklarınızdan gafil değildir.
Elmalılı Hamdi Yazır 123-Bununla beraber göklerin ve yerin sırrım Allah bilir. Bütün işler O'na döndürülür; yalnız O'na ibadet et ve O'na dayan! Rabbin yaptığınızdan ve yapacağınızdan habersiz değildir.
Yaşar Nuri Öztürk 123 Göklerin ve yerin gizli bilgileri Allah'a aittir. Tüm iş ve oluş O'na döndürülür. O halde O'na kulluk et, O'na dayanıp güven! Rabbin, yapmakta olduklarınızdan habersiz değildir.





12-YUSUF
(67) Ve kale ya beniyye la tedhulu mim babiv vahıdiv vedhulu min ebvabim müteferrikah ve ma uğnı anküm minellahi min şey' inil hukmü illa lillah
aleyhi tevekkeltü ve aleyhi fel yetevekkelil mütevekkilun

Diyanet Vakfı 67. Sonra şöyle dedi: Oğullarım! (Şehre) hepiniz bir kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Ama Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi sizden savamam. Hüküm Allah'tan başkasının değildir. (Onun için) ben yalnız O'na dayandım. Tevekkül edenler yalnız O'na dayansınlar.
Elmalılı Hamdi Yazır 67-Dedi ki: "Yavrularım! Bir kapıdan girmeyin de ayrı ayrı kapılardan girin! Gerçi ne yapsam, hiçbir şeyde Allah' in takdirini sizden sayamam! Hüküm ancak Allah'ındır! Ben O'na tevekkül kıldım. Onun için bütün tevekkül edenler O'na tevekkül etmelidirler!"
Yaşar Nuri Öztürk 67 Yakub şunu da söyledi: "Oğullarım, birtek kapıdan girmeyin, ayrı ayrı kapılardan girin. Gerçi ben, Allah'ın takdir ettiği birşeyi sizden savamam, hüküm yalnız Allah'ındır. Yalnız O'na dayandım ben, yalnız O'na güvenip dayansın tevekkül sahipleri."


16-RAD
(30) Kezalike erselnake fı ümmetin kad halet min kabliha ümemül liltetlüve aleyhimüllezı evhayna ileyke ve hüm yekfürune bir rahman kul hüve rabbı la ilahe illa hu
aleyhi tevekkeltü
ve ileyhi metab

Diyanet Vakfı 30. (Ey Muhammed!) Böylece seni, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmete gönderdik ki, sana vahyettiğimizi onlara okuyasın. Onlar Rahman'ı inkâr ediyorlar. De ki: O benim Rabbimdir. O'ndan başka tanrı yoktur. Sadece O'na tevekkül ettim ve dönüş sadece O'nadır.
Elmalılı Hamdi Yazır 30-İşte seni böyle kendilerinden önce birçok ümmetler gelip geçmiş olan bir ümmet içinde gönderdik ki onlar Rahman'ı inkar ederlerken, sen onlara karşı, sana vahyettiğimiz Kitab'ı okuyasın. De ki: "0 Rahman benim Rabbim, O'ndan başka ilah yoktur; ben O'na dayandım, tevbem de O'nadır!"
Yaşar Nuri Öztürk 30 İşte seni böylece, kendilerinden önce nice ümmetlerin gelip geçtiği bir ümmet içinde resul kıldık ki, onlar Rahman'a küfrederlerken sen kendilerine, sana vahyettiğimizi okuyasın. De ki: "O'dur benim Rabbim, ilah yok O'ndan başka, O'na dayanmışım ben! Yalnız O'nadır tövbem!"


25-FURKAN
(58) Ve
tevekkel alel hayyillezı la yemutü
ve sebbıh bi hamdih ve kefa bihı bi zünubi ıbadihı habıra

Diyanet Vakfı 58. Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan. O'nu hamd ile tesbih et. Kullarının günahlarını O'nun bilmesi yeter.
Elmalılı Hamdi Yazır 58-Sen ölmeyecek olan diriye güven de O'nu hamd ile tesbih et! Kullarının günahlarına O'nun haberdar olması yeter.
Yaşar Nuri Öztürk 58 O hiç ölmeyecek diriye, o Hayy olana dayanıp güven, O'nu överek tespih et! Kullarının günahlarından O'nun haberdar olması yeter!



26-SUARA Ve
tevekkel alel azızir rahıym

(217)
Diyanet Vakfı 217. Sen O mutlak galip ve engin merhamet sahibine güvenip dayan.
Elmalılı Hamdi Yazır 217-Ve O göçlü ve merhametli olana güvenip dayan.
Yaşar Nuri Öztürk 217 O Azîz, o Rahîm olana güvenip dayan.






27-NEML
(79) Fe
tevekkel alellah
inneke alel hakkıl mübın

Diyanet Vakfı 79. O halde sen Allah'a güvenip dayan. Çünkü sen apaçık hakikat üzeresin.
Elmalılı Hamdi Yazır 79-O halde Allah'a güven. Sen, şüphesiz açık bir gerçek üzerindesin.
Yaşar Nuri Öztürk 79 Allah'a dayanıp güven, çünkü sen apaçık gerçeğin üzerindesin.
________________________________________



33-AHZAB
(3) Ve
tevekkel alellah
ve kefa billahi vekıla

Diyanet Vakfı 3. Allah'a güven. Vekîl olarak Allah yeter.
Elmalılı Hamdi Yazır 3-Ve Allah'a tevekkül et ki, koruyucu olarak Allah yeter!
Yaşar Nuri Öztürk 3 Allah'a dayanıp güven! Vekil olarak Allah yeter.


33-AHZAB
(48) Ve la tütııl kafirıne vel münafikıyne ve da' ezahüm ve
tevekkel alellah
ve kefa billahi vekıla

Diyanet Vakfı 48. Kâfirlere ve münafıklara boyun eğme. Onların eziyetlerine aldırma. Allah'a güvenip dayan, vekîl ve destek olarak Allah yeter.
Elmalılı Hamdi Yazır 48-Kafirlere ve münafıklara itaat etme, onların eziyetlerini bırak ve Allah'a tevekkül et! Allah vekil olunca hepsine yeter!
Yaşar Nuri Öztürk 48 İnkârcılara, ikiyüzlülere itaat etme, onların ezalarına aldırma; Allah'a tevekkül et. Vekil olarak Allah yeter.


42-SURA
(10) Ve mahteleftüm fıhi min şey'in fe hukmühu ilellah zalikümüllahü rabbı
aleyhi tevekkeltü
ve ileyhi ünıb

Diyanet Vakfı 10. Ayrılığa düştüğünüz herhangi bir şeyde hüküm vermek, Allah'a mahsustur. İşte, bu Allah, benim Rabbimdir. O'na dayandım ve O'na yönelirim.
Elmalılı Hamdi Yazır 10-Herhangi birşey hakkında ihtilafa düştüğünüzde hüküm Allah'a aittir. İşte de: "O Allah, benim Rabbim, Ben O'na dayanmaktayım ve hep O'na sığınırım.''
Yaşar Nuri Öztürk 10 Herhangi bir şeyde ihtilafa düştüğünüzde onun hükmü Allah'a bırakılır. İşte budur Rabbim olan Allah! Yalnız O'na güvenip dayadım; yalnız O'na yönelirim ben.


60-MUMTAHİNE
(4) Kad kanet lekum usvetun hasenetun fiy ibrahiyme velleziyne me'ahu iz kalu likavmihim inna bureau minkum ve mimma ta'budune min dunillahi keferna bikum ve beda beynena ve beynekumul'adavetu velbağdau illa kavle ibrahiyme liebiyhi leestağfirenne leke ve ma emliku leke minallahi min şey'in rabbena
'aleyke tevekkelna
ve ileyke enebna ve ileykelmesıyru.

Diyanet Vakfı 4. İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." Şu kadar var ki, İbrahim babasına: "Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" demişti. (O müminler şöyle dediler:) Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.
Elmalılı Hamdi Yazır 4-Sizin için güzel bir örnek İbrahim ile beraberindekilerde oldu. Onlar vaktiyle kavimlerine: "Biz,sizlerden ve Allah'tan başka taptıklarınızdan uzağız ve siz Allah'ın birliğine iman edinceye kadar sizi tanımıyoruz. Sizinle aramızda ebedi bir düşmanlık başladı." demişlerdi. Yalnız İbrahim'in babasına: "Kesinlikle senin için bağışlanma dileyeceğim, fakat senin için Allah'tan (gelecek) hiçbir şeyi önlemeye gücüm yetmez." demesi başka. "Ey Rabbimiz, biz ancak Sana güvendik, Sana gönül verdik ve bütün gidiş Sanadır!" dediler.
Yaşar Nuri Öztürk 4 İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır!"
________________________________________


67-MÜLK
(29) Kul huverrahmanu amenna bihi ve
'aleyhi tevekkelna
feseta'lemune men huve fiy dalalin mubiynin.

Diyanet Vakfı 29. De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O'na iman etmiş ve sırf O'na güvenip dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!
Elmalılı Hamdi Yazır 29-De ki: "O, öyle Rahman'dır. işte biz O'na iman ettik ve O'na dayanmaktayız. İleride sizler de kimin açık bir sapıklık içinde bulunduğunu bileceksiniz!"
Yaşar Nuri Öztürk 29 De ki: "Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde."
________________________________________

KURAN SENİNLE KONUŞUYOR-6-KONUŞAN-KİTAB-ŞEYTAN VE AHİRET GÜNÜNE İNANMAYAN

43-Zühruf Suresi
2 O ayan-beyan konuşan Kitap'a yemin olsun ki,

2. Vel kitabil mübın

3. İnna cealnahü kur'anen arabiyyel lealleküm ta'kılun
Diyanet Vakfı 2. Apaçık Kitab'a andolsun ki ,
Elmalılı Hamdi Yazır 2-Bu parlak Kitab'ın kadrini bilin!
Yaşar Nuri Öztürk 2
O ayan-beyan konuşan Kitap'a
yemin olsun ki,
________________________________________
Diyanet Vakfı 3. Biz, anlayıp düşünmeniz için onu Arapça bir Kur'an kıldık.
Elmalılı Hamdi Yazır 3-Doğrusu, Biz onu Arapça olarak okunacak bir Kur'an yaptık ki akıl erdiresiniz.
Yaşar Nuri Öztürk 3 Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.

Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla...

1. Hâ, Mîm!

2. O ayan-beyan
konuşan Kitap'a
yemin olsun ki,

3. Biz onu akıl erdiresiniz diye Arapça bir Kur'an yaptık.


7-ARAF
(200) ve imma yenzeğanneke mineş şeytani nezğun
festeız billah
innehu semiun alım

Diyanet Vakfı 200. Eğer şeytanın fitlemesi seni dürterse hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işitendir, bilendir.
Elmalılı Hamdi Yazır 200-Her ne zaman şeytandan bir gıdık seni gıdıklayacak olursa =şeytan sana bir fit verirse, hemen Allah'a sığın! O, şüphesiz işiten ve bilendir.
Yaşar Nuri Öztürk 200 Şeytandan bir dürtük seni dürtüklediğinde, Allah'a sığın. Çünkü O, her şeyi işitir, her şeyi bilir.


41-FUSSİLET
(36) ve imma yenzeğanneke mineş şeytani nezğun
festeız billah
innehu hüves semıul alım

Diyanet Vakfı 36. Eğer şeytandan gelen kötü bir düşünce seni dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın. Çünkü O, işiten, bilendir.
Elmalılı Hamdi Yazır 36-Şayet seni şeytandan (gelen) bir dürtüş dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın, O'dur ancak işiten. bilen!
Yaşar Nuri Öztürk 36 Eğer şeytandan gelen kötü bir dürtü seni dürtecek olursa hemen Allah'a sığın! Çünkü en iyi işiten O'dur, en iyi bilen O...


40-MUMİN
(27) Ve kale musa
innı ustü
bi rabbı ve rabbiküm min külli mütekebbiril la yü'minü bi yevmil hısab

Diyanet Vakfı 27. Musa da: Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim, sizin de Rabbinize sığındım, dedi.
Elmalılı Hamdi Yazır 27-Musa da: "Muhakkak ben, hesap gününe inanmayan her ululuk taslayandan Rabbime ve Rabbinize sığındım!" dedi.
Yaşar Nuri Öztürk 27 Mûsa dedi: "Ben, hesap gününe inanmayan her kibirliden, benim de Rabbim sizin de Rabbiniz olana sığındım."

KURAN SENİNLE KONUŞUYOR-5-RABBENA-AMENNA-BİRLİKTE-OLAN-AYETLER

3-ALİ İMRAN
(53)
rabbena amenna
bi ma enzelte vetteba'ner rasüle fektübna meaş şahidın

Diyanet Vakfı 53. (Havârîler:) Rabbimiz! İndirdiğine inandık ve Peygamber'e uyduk. Şimdi bizi (birliğini ve peygamberlerini tasdik eden) şahitlerden yaz, dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır 53-Ey Rabbimiz, indirdiğine inandık ve Peygamber'in ardınca gittik; şimdi bizi o şahitlerle birlikte yaz!
Yaşar Nuri Öztürk 53 "Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz!"
________________________________________



5-MAİDE
(83) Ve iza semiu ma ünzile iler rasuli tera a'yünehüm tefıdu mined dem'ı mimma arafu minel hakk yekulune
rabbena amenna
fektübna meaş şahidın

Diyanet Vakfı 83. Resûle indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz."
Elmalılı Hamdi Yazır 83-Peygambere indirileni dinledikleri zaman onun hak olduğuna aşinalıklarından dolayı gözlerinin yaşlarla dolup boşandığını görürsün. Onlar: "Ey bizim Rabbimiz, inandık iman getirdik, şimdi Sen bizi şahitlik yapanlarla beraber yaz!
Yaşar Nuri Öztürk 83 Resule indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte kaydet."


23-MUMİNUN
(109) İnnehu kane ferıkum min ıbadı yekulune
rabbena amenna
fağfir lena varhamna ve ente hayrur rahımın

Diyanet Vakfı 109. Zira kullarımdan bir zümre: Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır 109-Çünkü Kullarımdan: "Ey Rabbimiz, iman ettik; bizi bağışla, bize acı; Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!" diyenler vardı.
Yaşar Nuri Öztürk 109 Kullarımdan bir zümre "Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın" diyorken,

KURAN SENİNLE KONUŞUYOR-4-İÇİNDE MUHAMMED VE AHMED OLAN AYETLER

3-
ALİ İMRAN
(144) Ve ma
muhammed
ün illa rasul* kad halet min kablihir rusül* e fe im mate ev kutilenkalebtüm ala a'kabiküm* ve mey yenkalib ala akıbeyhi fe ley yedurrallahe şey'a* ve seyeczillahüş şakirın


Ali Bulaç 144-
Muhammed
, yalnızca bir elçidir. Ondan önce nice elçiler gelip-geçmiştir. Şimdi o ölürse ya da öldürülürse, siz topuklarınız üzerinde gerisin geriye mi döneceksiniz? İki topuğu üzerinde gerisin geri dönen kimse, Allah'a kesinlikle zarar veremez. Allah, şükredenleri pek yakında ödüllendirecektir.
Diyanet Vakfı 144. Muhammed, ancak bir peygamberdir. Ondan önce de peygamberler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür ya da öldürülürse, gerisin geriye (eski dininize) mi döneceksiniz? Kim (böyle) geri dönerse, Allah'a hiçbir şekilde zarar vermiş olmayacaktır. Allah, şükredenleri mükâfatlandıracaktır.
Edip Yüksel 3:144 Muhammed sadece bir elçidir ve ondan önce de nice elçiler gelip geçmiştir. Ölür yahut öldürülürse geriye mi döneceksiniz. Dönekler ALLAH'a hiçbir zarar veremez. ALLAH şükredenleri ödüllendirecektir.
Elmalılı Hamdi Yazır 144-Muhammed ancak bir peygamberdir. Ondan önce de nice peygamberler gelip geçti. Şimdi o, ölür veya öldürülürse, siz gerisin geriye mi döneceksiniz? Her kim geri dönecek olursa, kesinlikle Allah'a bir zarar veremeyecektir. Fakat Allah, şükredenleri yakında mükafatlandıracak.
Süleyman Ateş 144. Muhammed, sadece bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Şimdi o ölür veya öldürülürse siz ökçelerinizin üzerinde geriye mi döneceksiniz? Kim ökçesi üzerinde geriye dönerse, Allah'a hiçbir ziyan veremez. Allah, şükredenleri mükafatlandıracaktır.
Yaşar Nuri Öztürk 144 Muhammed bir resulden başkası değildir. Ondan önce de resuller gelip geçmiştir. Şimdi o ölse yahut öldürülse ökçeleriniz üzerine gerisin geri mi döneceksiniz! İki ökçesi üzerine geri dönen, Allah'a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah, şükredenleri ödüllendirecektir.







33-AHZAB
(40) Ma kane
muhammed
ün eba ehadim mir ricaliküm ve lakir rasulellahi ve hatemen nebiyyın ve kanellahü bi külli şey'in alıma


Ali Bulaç 40- Muhammed, sizin erkeklerinizden hiç birinin babası değildir; ancak o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi bilendir.
Diyanet Vakfı 40. Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir. Fakat o, Allah'ın Resûlü ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.
Edip Yüksel 40. Muhammed, adamlarınızdan herhangi birisinin babası olmadı. Ancak o ALLAH'ın elçisi (rasulü) ve son peygamber (nebi) oldu. ALLAH her şeyi iyi bilir.
Elmalılı Hamdi Yazır 40-Muhammed, sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası değildir; fakat Allah'ın elçisi ve peygamberlerin sonuncusudur. Allah, herşeyi hakkıyla bilendir.
Süleyman Ateş 40. Muhammed, sizin erkeklerinizden birinin babası değil, falat Allah'ın Elçisi ve peygamberlerin hatemidir. Allah her şeyi bilendir.
Yaşar Nuri Öztürk 40 Muhammed, sizin erkeklerinizden hiçbirinin babası değildir; O, Allah'ın resulü ve nebilerin sonuncusudur. Allah herşeyi gereğince biliyor.
________________________________________


47-MUHAMMED
(2) Vellezıne amenu ve amilüs salihati ve amenu bima nüzzile ala
muhammed
iv ve hüvel hakku mir rabbihim keffera anhüm seyyiatihim ve asleha balehüm


Ali Bulaç 2- İman edip salih amellerde bulunan ve Muhammed'e indirilen (Kur'an)a -ki o Rablerinden bir haktır- iman edenlerin (Allah), kötülüklerini örtüp-bağışlamış, durumlarını düzeltip-ıslah etmiştir.
Diyanet Vakfı 2. İman edip yararlı işler yapanların, Rableri tarafından hak olarak Muhammed'e indirilene inananların günahlarını Allah örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
Edip Yüksel 2. İnanıp erdemli davrananların ve Rab'lerinden bir gerçek olarak Muhammed'e indirilene inananların ise günahlarını örter ve durumlarını düzeltir.
Elmalılı Hamdi Yazır 2-İman edip iyi iyi işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene iman edenlere gelince ki Rablerinden gelen gerçek te odur Allah, onların kötülüklerini silmekte ve durumlarını düzeltmektedir.
Süleyman Ateş 2. İnanıp iyi işler yapanların, Rableri tarafından Muhammed'e indirilen gerçeğe inananların da günahlarını örtmüş ve hallerini düzeltmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk 2 İman edip barışa/hayra yönelik işler yapanlar ve Muhammed'e indirilene -ki o onların Rablerinden bir haktır- inanmış olanlara gelince, Allah onların çirkin davranışlarını örtmüş ve gönüllerini barışa yöneltmiştir


48-FETİH
(29)
muhammed
ür rasulüllah vellezıne meahu eşiddaü alel küffari ruhamaü beynehüm terahüm rukkean süccedey yebteğune fadlem minellahi ve rıdvana sımahüm fı vücuhihim min eseris sücud zalike meselühüm fit tevrati ve meselühüm fil incıl ke zer'ın ahrace şat'ehu fe azerahu festağleza festeva ala sukıhı yu'cibüz zürraa li yeğıyza bihimül küffar veadellahüllezıne amenu ve amilus salihati minhüm mağfiratev ve ecran azıyma


Ali Bulaç 29- Muhammed, Allah'ın elçisidir. Ve onunla birlikte olanlar kafirlere karşı zorlu, kendi aralarında merhametlidirler. Onları, rüku edenler, secde edenler olarak görürsün; onlar, Allah'tan bir fazl (lütuf ve ihsan) ve hoşnutluk arayıp-isterler. Belirtileri, secde izinden yüzlerindedir. İşte onların Tevrat'taki vasıfları budur: İncil'deki vasıfları ise: Sanki bir ekin; filizini çıkarmış, derken onu kuvvetlendirmiş, derken kalınlaşmış, sonra sapları üzerinde doğrulup-boy atmış (ki bu,) ekicilerin hoşuna gider. (Bu örnek,) Onunla kafirleri öfkelendirmek içindir. Allah, içlerinden iman edip salih amellerde bulunanlara bir mağfiret ve büyük bir ecir va'detmiştir.
Diyanet Vakfı 29. Muhammed Allah'ın elçisidir. Beraberinde bulunanlar da kâfirlere karşı çetin, kendi aralarında merhametlidirler. Onları rükûya varırken, secde ederken görürsün. Allah'tan lütuf ve rıza isterler. Onların nişanları yüzlerindeki secde izidir. Bu, onların Tevrat'taki vasıflarıdır. İncil'deki vasıfları da şöyledir: Onlar filizini yarıp çıkarmış, gittikçe onu kuvvetlendirerek kalınlaşmış, gövdesi üzerine dikilmiş bir ekine benzerler ki bu, ekicilerin de hoşuna gider. Allah böylece onları çoğaltıp kuvvetlendirmekle kâfirleri öfkelendirir. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükâfat vâdetmiştir.
Edip Yüksel 29. ALLAH'ın elçisi Muhammed ve beraberinde bulunanlar inkarcılara karşı sert ve kendi aralarında ise merhametlidirler. Onları, eğilip secde ederek ALLAH'tan lütuf ve hoşnutluk dilerken görürsün. Yüzlerinde secdelerin izleri vardır. Bu, onların Tevrat'taki nitelikleridir. İncil'deki nitelikleri ise, filizini çıkarıp güçlendirmiş ve kalınlaşıp gövdesi üzerine dikilerek ekincileri sevindiren bitki gibidir. O, onlarla inkarcıları öfkelendirir. ALLAH, onlardan inanıp erdemli davrananlara bağışlanma ve büyük bir ödül söz vermiştir.
Elmalılı Hamdi Yazır 29-Muhammed, Allah'ın peygamberidir. Onun beraberindekiler ise, kafirlere karşı çok çetin, kendi aralarında son derece merhametlidirler. Onları cemaatle rükü ve secde ederek, Allah'ın lütfunu ve hoşnutluğunu dilerken görürsün. Nişanları yüzlerindedir secde eserinden. Bu onların Tevrat'taki misalleri, İncil'deki misalleri ise, kendileriyle kafirleri öfkelendirmesi için, filizini çıkarmış, onu güçlendirmiş sonra kalınlaşıp sapı üzerine dimdik doğrulmuş, çiftçilerin hoşuna giden bir ekin gibidir.Onlardan iman edip de iyi iyi işler yapanlara Allah hem bir bağışlama vaad buyurdu, hem de büyük bir mükafat.
Süleyman Ateş 29. Muhammed Allah'ın elçisidir. Onun yanında bulunanlar, kafirlere karşı katı, birbirlerine karşı merhametlidirler. Onların, rüku' ve secde ederek Allah'ın lutuf ve rızasını aradıklarını görürsün. Yüzlerinde secde izinden nişanları vardır. Onların Tevrat'taki vasıfları ve İncildeki vasıfları da şöyle bir ekin gibidir ki, filizini çıkardı, onu güçlendirdi, kalınlaştı, derken gövdesinin üstüne dikildi, ekincilerin hoşuna gider, onlara karşı kafirleri de öfkelendirir bir duruma geldi. Allah onlardan inanıp iyi işler yapanlara mağfiret ve büyük mükafat va'detmiştir.
Yaşar Nuri Öztürk 29 Muhammed, Allah'ın resulüdür. Onunla beraber olanlar, inkârcılara karşı çok çetin, kendi aralarında çok sevecendirler/çok merhametlidirler. Sen onları rükû eder, secdeye kapanır halde görürsün. Allah'tan bir lütuf ve hoşnutluk ister dururlar. Görünüşlerine gelince, yüzlerinde secde eseri/izi vardır. Bu onların Tevrat'taki nitelikleri. İncil'deki nitelikleri de şöyle: Tıpkı bir ekin ki filizini çıkarmış, o filizi kuvvetlendirmiş. Filiz kalınlaştı, gövdesi üzerine dikildi. Ziraatçıları da imrendirir/hayran bırakır bu ekin. Allah böyle yapar ki, onlar sayesinde, inkâr edenleri öfkelendirsin. Allah onlardan iman edip barışa/hayra yönelik işlen yapanlara bir bağışlanma ve büyük bir ödül vaat etmiştir.
________________________________________




61-SAFF
(6) Ve iz kale 'ıysebnu meryeme ya beniy israiyle inniy resulullahi ileykum musaddikan lima beyne yedeyye minettevrati ve mubeşşiren biresulin ye'tiy min ba'diy-ismuhu
ahmed
u felemma caehum bilbeyyinati kalu haza sıhrun mubiynun.


Ali Bulaç 6- Hani Meryem oğlu İsa da: 'Ey İsrailoğulları, gerçekten ben, sizin için Allah'tan gönderilmiş bir elçiyim. Benden önceki Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra ismi 'Ahmed' olan bir elçinin de müjdeleyicisiyim' demişti. Fakat o, onlara apaçık belgelerle gelince: 'Bu, açıkça bir büyüdür' dediler.
Diyanet Vakfı 6. Hatırla ki, Meryem oğlu İsa: Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi de müjdeleyici olarak geldim, demişti. Fakat o, kendilerine açık deliller getirince: Bu apaçık bir büyüdür, dediler.
Edip Yüksel 6. Hani İsa, halkına: "Ey İsrail oğulları, ben, size gönderilmiş ALLAH'ın bir elçisiyim. Benden önceki Tevrat'ı onaylayıcı ve benden sonra gelecek ve ismi daha çok övülen bir elçiyi müjdeliyorum." Sonra kendilerine apaçık delilleri gösterdiğinde, "Bu apaçık bir büyüdür," dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır 6-Bir vakit de Meryem oğlu İsa: "Ey İsrail oğulları, ben size Allah'ın elçisiyim. Önümdeki Tevrat'ın doğrulayıcısı ve benden sonra gelecek, adı Ahmed olan bir peygamberin müjdecisi olarak geldim." dedi. Sonra o, onlara apaçık delillerle gelince: "Bu apaçık bir büyüdür!" dediler.
Süleyman Ateş 6. Meryem oğlu Îsa da: "Ey İsrail oğulları, ben size Allah'ın elçisiyim, benden önce gelen Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek, Ahmed adında bir elçiyi müjdeleyici olarak gönderildim" demişti. Fakat (Îsa'nın müjdelediği elçi) onlara apaçık deliller getirince: "Bu, apaçık bir büyüdür" dediler.
Yaşar Nuri Öztürk 6 Meryem oğlu İsa'nın da şöyle dediğini hatırla: "Ey İsrailoğulları! Ben size Allah'ın elçisiyim. Benden önce Tevrat'ı doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmet adında bir elçiyi müjdeleyici olarak gönderildim." Fakat İsa'nın müjdelediği elçi onlara apaçık deliller getirdiğinde: "Bu, katıksız bir büyüdür!" dediler.

KURAN SENİNLE KONUŞUYOR-3-İÇİNDE-AMENNA-GEÇEN-AYETLER

2-BAKARA
(8) Ve minen nasi mey yekulü amenna billahi ve bil yevmil ahıri ve ma hüm bi mü'minın



Diyanet Vakfı 8. İnsanlardan bazıları da vardır ki, inanmadıkları halde "Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler.
Elmalılı Hamdi Yazır 8-İnsanların içinde kimi de vardır ki: "Allah'a ve ahiret gününe inandık" derler; halbuki iman etmiş değillerdir.
Yaşar Nuri Öztürk 8 İnsanlar içinden bazıları vardır, "Allah'a ve âhiret gününe inandık!" derler ama onlar inanmış değillerdir.


2-BAKARA
(14) Ve iza lekullezıne amenu kalu amenna* ve iza halev ila şeyatıynihim kalu inna meaküm innema nahnü müstehziun

Diyanet Vakfı 14. (Bu münafıklar) müminlerle karşılaştıkları vakit "(Biz de) iman ettik" derler. (Kendilerini saptıran) şeytanları ile başbaşa kaldıklarında ise: Biz sizinle beraberiz, biz onlarla (müminlerle) sadece alay ediyoruz, derler.
Elmalılı Hamdi Yazır 14-Bir de iman edenlerle karşılaştıklarında: "Biz de inandık" derler. Kendi şeytanları ile başbaşa kaldıklarında: "Emin olun biz sizinle beraberiz, biz ancak alay ediyoruz." derler.
Yaşar Nuri Öztürk 14 Bunlar iman etmiş olanlarla yüzyüze geldiklerinde, "İman ettik" derler. Kendi şeytanlarıyla başbaşa kaldıklarına ise söyledikleri şudur: "Hiç kuşkunuz olmasın biz sizinleyiz. Gerçek olan şu ki, biz alay edip duran kişileriz."

2-BAKARA
(76) Ve iza leküllezıne amenu kalu amenna* ve iza hala ba'duhüm ila ba'din kalu etühaddisunehüm bi ma fetehallahü aleyküm li yühaccuküm bihı ınde rabbiküm* e fe la ta'kılun




Diyanet Vakfı 76. (Münafıklar) inananlarla karşılaştıklarında "İman ettik" derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıkları vakit ise: Allah'ın size açtıklarını (Tevrat'taki bilgileri), Rabbiniz katında sizin aleyhinize hüccet getirmeleri için mi onlara anlatıyorsunuz; bunları düşünemiyor musunuz? derler.
Elmalılı Hamdi Yazır 76-İman edenlere rasladıklarında: "İnandık" derler. Birbirleriyle başbaşa kaldıklarında da: "Rabbinizin huzurunda aleyhinize delil olarak kullansınlar diye mi tutup Allah'ın size açıkladığı hakikatı onlara söylüyorsunuz? Aklınız yok mu be!" derler.
Yaşar Nuri Öztürk 76 İnanmış olanlarla karşılaştıklarında, "İnandık!" derler. Başbaşa kaldıklarında ise şöyle konuşurlar: "Allah'ın size açtığını, Rabbiniz katında sizinle tartışmada kanıt yapsınlar diye onlara söylüyor musunuz? Aklınızı işletmeyecek misiniz?"





2-BAKARA
(136) Kulu amenna billahi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile ila ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiye musa ve ıysa ve ma utiyen nebiyyune mir rabbihim* la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun

Diyanet Vakfı 136. "Biz, Allah'a ve bize indirilene; İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve esbâta indirilene, Musa ve İsa'ya verilenlerle Rableri tarafından diğer peygamberlere verilenlere, onlardan hiçbiri arasında fark gözetmeksizin inandık ve biz sadece Allah'a teslim olduk" deyin.
Elmalılı Hamdi Yazır 136-Ve deyin ki: "Biz Allah'a iman ettiğimiz gibi, bize ne indirildiyse; İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına ne indirildiyse; Musa'ya, İsa'ya ne verildiyse ve bütün peygamberlere Rableri tarafından ne verildiyse hepsine iman ettik. O'nun elçilerinden hiçbirini ayırt etmeyiz. Ve biz, ancak O'nun için boyun eğen müslümanlarız.
Yaşar Nuri Öztürk 136 Şöyle deyin: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, onun torunlarına indirilene, Mûsa'ya ve İsa'ya verilene ve diğer nebilere verilene inandık. Bunlar arasından hiç kimseyi ayırmayız. Biz yalnız O'na/Allah'a teslim olanlarız."


3-ALİ İMRAN
(7) Hüvellezı enzele aleykel kitabe minhü ayatüm muhkematün hünne ümmül kitabi ve üharu müteşabihat* fe emmellezıne fi kulubihim zeyğun fe yettebiune ma teşabehe minhübtiğael fitneti vebtiğae te'vılih* ve ma ya'lemü te'vılehu illellah* ver rasihune fil ılmi yekulune amenna bihı küllüm min ındi rabbina* ve ma yezzekkeru illa ülül elbab

Diyanet Vakfı 7. Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı âyetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşâbihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşâbih âyetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek pâyeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar.
Elmalılı Hamdi Yazır 7-Sana bu muazzam kitabı indiren O'dur. O'nun bir kısmı anlamları kesin olup kitabın temelini oluşturan ayetlerdir. Diğer bir takımları da anlamları benzeşik olanlardır. Ama kalplerinde bir yamukluk bulunanlar fitne aramak ve keyiflerince yorumlamak için sadece anlamı benzeşiklerin ardına düşerler. Halbuki, onun gerçek yorumunu ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar da: "İnandık, hepsi Rabbimizdendir." derler. Bunları özü temiz olanlardan başkası düşünemez.
Yaşar Nuri Öztürk 7 Kitap'ı sana indiren O'dur: Onun ayetlerinden bir kısmı muhkemlerdir ki; onlar Kitap'ın anasıdır. Diğer ayetlerse müteşâbihlerdir. Şu var ki, kalplerinde bir eğrilik ve bozukluk bulunanlar, fitne aramak, onun teviline öncelik tanımak için Kitap'ın sadece müteşâbih kısmının ardına düşerler. Onun tevilini ise bir Allah bilir, bir de ilimde derinleşmiş olanlar. Bunlar, "Ona inandık, hepsi Rabbimizin katındandır." derler. Gönül ve akıl sahiplerinden başkası gereğince düşünemez

3-ALİ İMRAN
(52) Fe lemma ehasse ıysa minhümül küfra kale men ensarı ilellah* kalel havariyyune nahnü ensarullah* amenna billah* veşhed bi enna müslimun

Diyanet Vakfı 52. İsa, onlardaki inkârcılığı sezince: Allah yolunda bana yardımcı olacaklar kimlerdir? dedi. Havârîler: Biz, Allah yolunun yardımcılarıyız; Allah'a inandık, şahit ol ki bizler müslümanlarız, cevabını verdiler.
Elmalılı Hamdi Yazır 52-İsa onların inkar ettiklerini sezince: "Kimdir benim Allah yolunda arkadaşlarım?" dedi. Havariler: "Biziz Allah dininin yardımcıları, biz Allah'a iman ettik. Sen bizim lekesiz bir iman ile teslim olduğumuza şahit ol!" dediler.
Yaşar Nuri Öztürk 52 İsa onlardan inkârı sezince şöyle konuştu: "Allah'a gidişte benim yardımcılarım kim?" Havâriler dediler ki: "Biz Allah'ın yardımcılarıyız!Allah'a iman ettik biz!Tanık ol, biz müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız."


3-ALİ İMRAN
(53) Rabbena amenna bi ma enzelte vetteba'ner rasüle fektübna meaş şahidın

Diyanet Vakfı 53. (Havârîler:) Rabbimiz! İndirdiğine inandık ve Peygamber'e uyduk. Şimdi bizi (birliğini ve peygamberlerini tasdik eden) şahitlerden yaz, dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır 53-Ey Rabbimiz, indirdiğine inandık ve Peygamber'in ardınca gittik; şimdi bizi o şahitlerle birlikte yaz!
Yaşar Nuri Öztürk 53 "Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz!"

3-ALİ İMRAN
(84) Kul amenna bilbillahi ve ma ünzile aleyna ve ma ünzile ala ibrahıme ve ismaıyle ve ishaka ve ya'kube vel esbatı ve ma utiy musa ve ıysa ven nebiyyune mir rabbihim* la nüferriku beyne ehadim minhüm ve nahnü lehu müslimun

Diyanet Vakfı 84. De ki: Biz, Allah a, bize indirilene, İbrahim, İsmail, İshak, Ya'kub ve Ya'kub oğullarına indirilenlere, Musa, İsa ve (diğer) peygamberlere Rableri tarafından verilenlere iman ettik. Onları birbirinden ayırdetmeyiz. Biz ancak O'na teslim oluruz.
Elmalılı Hamdi Yazır 84-De ki: "Biz, Allah'a, bize indirilene; İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a ve torunlarına indirilene; Musa'ya İsa'ya peygamberlere Rablerinden verilene inandık iman getirdik. Onlardan hiçbiri arasında ayırım yapmayız ve biz, ancak O'na boyun eğen müslümanlarız!"
Yaşar Nuri Öztürk 84 De ki: "Allah'a, bize indirilene, İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakub'a, torunlarına indirilmiş olana, Mûsa'ya, İsa'ya ve diğer nebilere Rablerinden verilmiş bulunana inandık. Onlardan hiçbirini ötekinden ayırmayız. Biz O'na teslim olanlarız."


3-ALİ İMRAN
(119) Ha entüm ülai tühıbbunehüm ve la yühıbbuneküm ve tü'minune bil kitabi küllih* ve iza lekuküm kalu amenna ve iza halev addu aleykümül enamile minel ğayz* kul mutu bi ğayzıküm* innellahe alımüm bizatis sudur

Diyanet Vakfı 119. İşte siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Siz, bütün kitaplara inanırsınız; onlar ise, sizinle karşılaştıklarında "İnandık" derler; kendi başlarına kaldıklarında da, size olan kinlerinden dolayı parmaklarının uçlarını ısırırlar. De ki: Kininizden (kahrolup) ölün! Şüphesiz Allah kalplerin içindekini hakkıyla bilmektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır 119-Ha sizler öyle kimselersiniz ki, onları seversiniz, onlar ise, bütün kitaba inandığınız halde sizi sevmezler. Szinle karşılaştıklarında : "Biz inandık?" derler. Yalnız kaldıklarında ise size olan kinlerinden aleyhinizde parmaklarını ısırırlar. De ki: "Kininizle ölünüz!" Allah, kesinlikle bütün sinelerin özünü bilir.
Yaşar Nuri Öztürk 119 Siz öyle kişilersiniz ki, onlar sizi sevmedikleri halde siz onları seversiniz. Ve Kitap'ın tümüne inanırsınız. Onlar ise sizinle karşılaştıklarında "İnandık!" derler; başbaşa kaldıklarında ise size öfkelerinden parmak uçlarını ısırırlar. De ki onlara: "Öfkenizle geberin!" Allah, göğüslerin içindekini çok iyi bilmektedir.


3-ALİ İMRAN
(193) Rabbena innena semı'na münadiyey yünadı lil ımani en aminu bi rabbiküm fe amenna* rabbena fağfir lena zünubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena meal ebrar

Diyanet Vakfı 193. Ey Rabbimiz! Gerçek şu ki biz, "Rabbinize inanın!" diye imana çağıran bir davetçiyi (Peygamberi, Kur'an'ı) işittik, hemen iman ettik. Artık bizim günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört, uhumuzu iyilerle beraber al, ey Rabbimiz!
Elmalılı Hamdi Yazır 193-Ey Rabbimiz, gerçekten biz: "Rabbinize iman edin!" diye imana çağıran bir davetçiyi işittik ve derhal iman ettik. Ey Rabbimiz, günahlarımızı bağışla, kötülüklerimizi ört ve bizleri, Sana ermiş kullarınla birlikte yanına al!
Yaşar Nuri Öztürk 193 "Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, 'Rabbinize inanın!' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et."
________________________________________

5-MAİDE
(41) Ya eyyüher rasulü la yahzünkellezıne yüsariune fil küfri minellezıne kalu amenna bi efvahihim ve lem tü'min kulubühüm ve minellezıne hadu semmaune lil kezibi semmaune li kavmin aharıne lem ye'tuk yüharrifunel kelime mim ba'di mevadııh yekulune in utıtüm haza fe huzuhü ve il lem tü'tevhü fahzeru ve mey yüridillahü fitnetehu fe len temlike lehu minellahi şey'a ülaikellezıne lem yüridillahü ey yütahhira kulubehüm lehüm fid dünya hızyüv ve lehüm fil ahırati azabün azıym

Diyanet Vakfı 41. Ey Resûl! Kalpleri iman etmediği halde ağızlarıyle "inandık" diyen kimselerden ve yahudilerden küfür içinde koşuşanlar(ın hali) seni üzmesin. Onlar durmadan yalana kulak verirler, ve sana gelmeyen (bazı) kimselere kulak verirler; kelimeleri yerlerinden kaydırıp değiştirirler. "Eğer size şu verilirse hemen alın, o verilmezse sakının!" derler. Allah bir kimseyi şaşkınlığa (fitneye) düşürmek isterse, sen Allah'a karşı, onun lehine hiçbir şey yapamazsın. Onlar, Allah'ın kalplerini temizlemek istemediği kimselerdir. Onlar için dünyada rezillik vardır ve ahirette onlara mahsus büyük bir azap vardır.
Elmalılı Hamdi Yazır 41-Ey şanlı Peygamber, gerek ağızlarıyla "Biz inandık." deyip de kalpleriyle inanmayanlardan, gerekse yahudilerden küfürde yarışanlar seni üzmesin! Onlar yalancılık etmek için dinlerler, sana gelmeyen bir topluluk hesabına dinlerler, yerli yerinde söylenen kelimeleri sonradan değiştirirler, "Size böyle fetva verilirse tutun, verilmezse sakının!" derler. Allah, kimin fitneye düşmesini dilerse sen onun lehine Allah'tan hiçbir şey koparamazsın. Onlar, öyle kimselerdir ki, Allah, kalplerini temizlemek istememiştir. Onların hakları dünyada zillet ahirette de büyük bir azaptır.
Yaşar Nuri Öztürk 41 Ey resul! Kalpleri inanmamış olduğu halde ağızlarıyla "İnandık" diyenlerin küfürde yarışırcasına koşanları seni üzmesin. Yahudilerden bazıları yalancılık etmek için dinlerler; huzuruna çıkmamış olan başka bir topluluk için dinlerler. Yerlerine oturmuş kelimeleri, yapılarını bozup değiştirirler. "Size şu verilirse alın, eğer o verilmezse çekinin." derler. Allah birini fitneye çarptırmak isterse sen onun için Allah karşısında hiçbir şey yapamazsın. Bunlar o kişilerdir ki, Allah kalplerini temizlemek istemiyor. Dünyada bir rezillik vardır onlar için; âhirette de büyük bir azap var onlara.


5-MAİDE
(59) Kul ya ehlel kitabi hel tenkımune minna illa en amenna billahi ve ma ünzile ileyna ve ma ünzile min kablü ve enne ekseraküm fasikun

Diyanet Vakfı 59. (Onlara) şöyle de: Ey kitap ehli! Yalnızca Allah'a, bize indirilene ve daha önce indirilene inandığımız için mi bizden hoşlanmıyorsunuz? Oysa çoğunuz yoldan çıkmış kimselersiniz.
Elmalılı Hamdi Yazır 59-De ki: "Ey kitap verilenler, siz yalnızca Allah'a inanmamızdan; bize indirilene ve daha önce indirilene inanmamızdan, bir de çoğunuz doğru yoldan çıkmış olduğunuzdan dolayı bizden hoşlanmıyorsunuz."
Yaşar Nuri Öztürk 59 De ki: "Ey Ehlikitap! Sadece şunun için bizden hoşlanmıyorsunuz: Allah'a, bize indirilene, daha önce indirilene inanmışız. Doğrusu şu ki, sizin çoğunuz yoldan sapmış olanlardır."



5-MAİDE
(61) Ve iza cauküm kalu amenna ve kad dehalu bil küfri ve hüm kad haracu bih vallahü a'lemü bi ma kanu yektümun

Diyanet Vakfı 61. Yanınıza inkârla girip yine inkârla çıktıkları halde size geldiklerinde "inandık" derler. Allah gizlediklerini daha iyi bilmektedir.
Elmalılı Hamdi Yazır 61-Size geldiklerinde: "Biz inandık." derler. Oysa yanınıza kafir girmiş kafir çıkmışlardır. Allah ise onların neler sakladıklarını kendilerinden daha iyi bilir.
Yaşar Nuri Öztürk 61 Size geldiklerinde "İnandık!" derler. Gerçekte ise küfürle girmiş, yine onunla çıkmışlardır. Neler saklıyor olduklarını Allah daha iyi bilir.


5-MAİDE
(83) Ve iza semiu ma ünzile iler rasuli tera a'yünehüm tefıdu mined dem'ı mimma arafu minel hakk yekulune rabbena amenna fektübna meaş şahidın

Diyanet Vakfı 83. Resûle indirileni duydukları zaman, tanış çıktıkları gerçekten dolayı gözlerinden yaşlar boşandığını görürsün. Derler ki: "Rabbimiz! İman ettik, bizi (hakka) şahit olanlarla beraber yaz."
Elmalılı Hamdi Yazır 83-Peygambere indirileni dinledikleri zaman onun hak olduğuna aşinalıklarından dolayı gözlerinin yaşlarla dolup boşandığını görürsün. Onlar: "Ey bizim Rabbimiz, inandık iman getirdik, şimdi Sen bizi şahitlik yapanlarla beraber yaz!
Yaşar Nuri Öztürk 83 Resule indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte kaydet."



5-MAİDE
(111) Ve iz evhaytü ilel havariyyıne en aminu bı ve bi rasulı kalu amenna veşhed bi ennena müslimun

Diyanet Vakfı 111. Hani havârîlere, "Bana ve peygamberime iman edin" diye ilham etmiştim. Onlar (da), "İman ettik, bizim Allah'a teslim olmuş kimseler (müslümanlar) olduğumuza sen de şahit ol" demişlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır 111-Ve hani Havarilere: "Bana ve Resulüme iman edin!" diye emretmiştim, onlar da: "İman ettik, bizim şüphesiz müslüman olduğumuza şahit ol!" demişlerdi.
Yaşar Nuri Öztürk 111 Havarilere şunu vahyetmiştim: "Bana ve resulüme iman edin." Şöyle demişlerdi: "İman ettik, sen de tanık ol ki biz, müslümanlarız/Allah'a teslim olanlarız!"
________________________________________


7-ARAF
(121) Kalu amenna bi rabbil alemın

Diyanet Vakfı 121."Âlemlerin Rabbine iman ettik" dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır 121- "Alemlerin Rabbine,
Yaşar Nuri Öztürk 121 "Âlemlerin Rabbi'ne iman ettik, dediler;



7-ARAF
(126) Ve ma tenkımü minna illa en amenna bi ayati rabbina lemma caetna rabbena efrığ aleyna sabrav ve teveffena müslimın

Diyanet Vakfı 126. Sen sadece Rabbimizin âyetleri bize geldiğinde onlara inandığımız için bizden intikam alıyorsun. Ey Rabbimiz! Bize bol bol sabır ver, müslüman olarak canımızı al, dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır 126-Senin bize kızman da sırf Rabbimizin ayetleri gelince onlara iman etmemizden ötürü. Ey bizim Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır ve canımızı iman selametiyle al!" dediler.
Yaşar Nuri Öztürk 126 "Sen bizden, sırf Rabbimizin ayetleri bize gelince, onlara iman ettiğimizden ötürü intikam alıyorsan. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Canımızı müslümanlar olarak al."


20-TAHA
(70) Fe ülkıyes seharatü sücceden kalu amenna bi rabbi harune ve musa

Diyanet Vakfı 70. Bunun üzerine sihirbazlar secdeye kapandılar; "Harun'un ve Musa'nın Rabbine iman ettik" dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır 70-Sonunda bütün sihirbazlar secdeye kapandılar: "Harun il Musa'nın Rabbine iman ettik." dediler.
Yaşar Nuri Öztürk 70 Bunun üzerine büyücüler secdelere kapanıp şöyle seslendiler: "Hârun'un ve Mûsa'nın Rabbine inandık!"


20-TAHA
(73) İnna amenna bi rabbina li yağfira lena hatayana ve ma ekrahtena aleyhi mines sıhr vallahü hayruv

Diyanet Vakfı 73. "Bize, hatalarımızı ve senin bize zorla yaptırdığın büyüyü bağışlaması için Rabbimize iman ettik. Allah, (mükâfatı) en hayırlı ve (cezası) en sürekli olandır."
Elmalılı Hamdi Yazır 73-Doğrusu biz, günahlarımıza ve bizi zorladığın sihre karşı bizi bağışlasın diye Rabbimize iman ettik. Allah, daha hayırlı ve daha kafacıdır." cevabını verdiler.
Yaşar Nuri Öztürk 73 "Biz Rabbimize inandık ki, günahlarımızı ve senin bizi zorladığın büyüyü affetsin. Allah daha hayırlı, daha süreklidir."


23-MUMİNUN
(109) İnnehu kane ferıkum min ıbadı yekulune rabbena amenna fağfir lena varhamna ve ente hayrur rahımın

Diyanet Vakfı 109. Zira kullarımdan bir zümre: Rabbimiz! Biz iman ettik; öyle ise bizi affet; bize acı! Sen, merhametlilerin en iyisisin, demişlerdi.
Elmalılı Hamdi Yazır 109-Çünkü Kullarımdan: "Ey Rabbimiz, iman ettik; bizi bağışla, bize acı; Sen merhamet edenlerin en hayırlısısın!" diyenler vardı.
Yaşar Nuri Öztürk 109 Kullarımdan bir zümre "Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın" diyorken,



24-NUR
(47) Ve yekulune amenna billahi ve bir rasuli ve eta'na sümme yetevella ferıkum minhüm mim ba'di zalik ve ma ülaike bil mü'minın

Diyanet Vakfı 47. (Bazı insanlar:) "Allah'a ve Peygamber'e inandık ve itaat ettik" diyorlar; ondan sonra da içlerinden bir gurup yüz çeviriyor. Bunlar inanmış değillerdir.
Elmalılı Hamdi Yazır 47-Bir de: "Allah'a ve peygamberine inandık ve itaat ettik." diyorlar. Sonra onlardan bir kısmı bunun arkasından yan çiziyorlar. Onlar mü'min değillerdir.
Yaşar Nuri Öztürk 47 "Allah'a ve o resule inandık, boyun eğdik." diyorlar, sonra da içlerinden bir fırka bunun hemen ardından yüz çeviriyor. Bunlar, inanmış insanlar değiller.


26-SUARA
(47) Kalu amenna bi rabbil alemın

Diyanet Vakfı 47. "Alemlerin Rabbine, iman ettik" dediler.
Elmalılı Hamdi Yazır 47-"İman ettik alemlerin Rabbine;
Yaşar Nuri Öztürk 47 Dediler: "İnandık âlemlerin Rabbi'ne."
________________________________________


28-KASAS
(53) Ve iza yütla aleyhim kalu amenna bihı innehül hakku mir rabbina inna künna min kablihı müslimın

Diyanet Vakfı 53. Onlara (Kur'an) okunduğu zaman: Ona iman ettik. Çünkü o Rabbimizden gelmiş hakikattir. Esasen biz daha önce de müslüman idik, derler.
Elmalılı Hamdi Yazır 53-O kendilerine okununca hemen: "Biz buna iman ettik; bu şüphesiz Rabbimizden gelen bir gerçektir. Doğrusu biz önceden müslümandık." derler.
Yaşar Nuri Öztürk 53 O, onlara okunduğu zaman şöyle derler: "İnandık buna, Rabbimizden gelmiş haktır o. Biz, ondan önce de müslümanlardık."
________________________________________


ANKEBUT
(2) E hasiben nasü ey yütraku ey yekulu amenna ve hüm la yüftenun

Diyanet Vakfı 2. İnsanlar, imtihandan geçirilmeden, sadece "İman ettik" demeleriyle bırakılıvereceklerini mi sandılar?
Elmalılı Hamdi Yazır 2-İnsanlar: "İnandık! demeleriyle bırakılıp da imtihan edilmeyeceklerini mi sandılar?
Yaşar Nuri Öztürk 2 İnsanlar, inandık demeleriyle kendi hallerine bırakılacaklarını ve hiçbir imtihana çekilmeyeceklerini mi sandılar!


29-ANKEBUT
(10) Ve minen nasi mey yekulü amenna billahi fe iza uziye fillahi ceale fitneten nasi keazzabillah ve lein cae nasrum mir rabbike le yekulünne inna künna meaküm e ve leysellahü bi a'leme bima fı suduril alemın

Diyanet Vakfı 10. İnsanlardan kimi vardır ki: "Allah'a inandık" der; fakat Allah uğrunda eziyete uğratıldığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı gibi tutar. Halbuki Rabbinden bir nusret gelecek olsa, mutlaka, "Doğrusu biz de sizinle beraberdik" derler. İyi de, Allah, herkesin kalbindekileri en iyi bilen değil midir?
Elmalılı Hamdi Yazır 10-İnsanlar arasında kimi de vardır ki, "Allah'a iman ettik." der sonra da Allah uğrunda bir eziyete uğradığı zaman, insanların işkencesini Allah'ın azabı gibi tutar. Andolsun ki, Rabbinden bir yardım gelirse, "Kesinlikle Biz sizinle beraberdik." diyeceklerinde şüphe yoktur. Acaba Allah, bütün insanların sinelerindekini en jyi bilen değil midir?
Yaşar Nuri Öztürk 10 İnsanlar içinden öylesi vardır ki, "Allah'a inandık" der fakat Allah uğrunda bir eziyete uğratılınca, insanlardan gelen fitneyi Allah'ın azabı gibi tutar. Ve eğer Rabbinden bir yardım gelirse kesinlikle şöyle diyeceklerdir: "Biz sizinle beraberdik." Allah, âlemlerin göğüslerindekini en iyi şekilde bilmiyor mu?


29-ANKEBUT
(46) Ve la tücadilu ehlel kitabi illa billetı hiye ahsenü illellezıne zalemu minhüm ve kulu amenna billezı ünzile ileyna ve ünzile ileyküm ve ilahüna ve ilahüküm vahıdüv ve nahnü lehu müslimun

Diyanet Vakfı 46. İçlerinden zulmedenleri bir yana, ehl-i kitapla ancak en güzel yoldan mücadele edin ve deyin ki: Bize indirilene de, size indirilene de iman ettik. Bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir ve biz O'na teslim olmuşuzdur.
Elmalılı Hamdi Yazır 46-Kitap ehli ile zulmedenleri bir yana ancak en iyi bir şekilde mücadele edin ve deyin ki: "Biz, hem bize indirilene iman ettik, hem size indirilene ve bizim ilahımız ile sizin ilahınız birdir. Ancak biz yalnız O'na teslim olmuşuzdur."
Yaşar Nuri Öztürk 46 Ehlikitap'la, en güzel olan yöntem dışında bir yolla mücadele etmeyin! Onların zulme sapanları müstesna. Şöyle deyin: "Bize indirilene de size indirilene de iman ettik; tanrımız ve tanrınız bir. Ve biz O'na teslim olanlarız."


34-SEBE
(52) Ve kalu amenna bih ve enna lehümüt tenavüşü mim mekanim beıyd

Diyanet Vakfı 52. (İş işten geçtikten sonra:) "Ona inandık" demişlerdir, ama uzak yerden (dünya hayatı gelip geçtikten sonra) imana kavuşmak onlar için nasıl mümkün olur?
Elmalılı Hamdi Yazır 52-Ve: "O'na iman ettik!" demektedirler, fakat onlara uzak yerden el sunmak nerede?!"
Yaşar Nuri Öztürk 52 "Ona inandık!" dediler. Ama nasıl mümkün olur onlar için imana ulaşmak o uzak yerden!


MUMİN
(84) Felemma raev be'sena kalu amenna billahi vahdehu ve kefarna bima künna bihı müşrikın

Diyanet Vakfı 84. Artık o çetin azabımızı gördükleri zaman: Allah'a inandık ve O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik, derler.
Elmalılı Hamdi Yazır 84-O zaman hışmımızı gördüklerinde: "Allah'ın birliğine inandık ve ona ortak koştuğumuz şeyleri inkar ettik!" dediler.
Yaşar Nuri Öztürk 84 Hışmımızı gördüklerinde, "Allah'a, yalnızca O'na inandık, O'na ortak koştuğumuz şeyleri inkâr ettik." dediler.
________________________________________


49-HUCURAT
(14) Kaletil a'rabü amenna kul lem tü'minu ve lakin kulu eslemna ve lemma yedhulil imanü fi kulubiküm ve in tütıy'ulahe ve rasulehu la yelitküm min a'maliküm şey'a innellahe ğafurur rahıym

Diyanet Vakfı 14. Bedevîler "İnandık" dediler. De ki: Siz iman etmediniz, ama "Boyun eğdik" deyin. Henüz iman kalplerinize yerleşmedi. Eğer Allah'a ve elçisine itaat ederseniz, Allah işlerinizden hiçbir şeyi eksiltmez. Çünkü Allah çok bağışlayan, çok esirgeyendir.
Elmalılı Hamdi Yazır 14-Bedeviler: "İman ettik." dediler. De ki: "Siz henüz iman etmediniz, fakat henüz iman kalplerinizin içine girmemiş olduğu halde "İslama girdik" deyin. Eğer Allah'a ve peygamberine itaat ederseniz, size amellerinizden hiçbir şey eksiklemez; çünkü Allah çok bağışlayıcıdır, merhamet edendir."
Yaşar Nuri Öztürk 14 Bedeviler: "İman ettik." dediler. De ki: "Siz iman etmediniz. Ancak 'Müslüman' olduk deyin. İman sizin kalplerinize girmemiştir. Eğer Allah'a ve resulüne itaat ederseniz Allah, yapıp ettiklerinizden hiçbir şey eksiltmez. Çünkü Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir."


67-MÜLK
(29) Kul huverrahmanu amenna bihi ve 'aleyhi tevekkelna feseta'lemune men huve fiy dalalin mubiynin.

Diyanet Vakfı 29. De ki: (Sizi imana davet ettiğimiz) O (Allah) çok esirgeyicidir; biz O'na iman etmiş ve sırf O'na güvenip dayanmışızdır. Siz kimin apaçık bir sapıklık içinde olduğunu yakında öğreneceksiniz!
Elmalılı Hamdi Yazır 29-De ki: "O, öyle Rahman'dır. işte biz O'na iman ettik ve O'na dayanmaktayız. İleride sizler de kimin açık bir sapıklık içinde bulunduğunu bileceksiniz!"
Yaşar Nuri Öztürk 29 De ki: "Rahman'dır O, O'na inandık biz ve yalnız O'na güvendik. Yakında bileceksiniz kimmiş apaçık sapıklığın içinde."
________________________________________


72-CİNN
(13) Ve enna lema semi'nelhuda amenna bihi femen yu'min birabbihi fela yeh

Diyanet Vakfı 13. Doğrusu biz, o hidayeti (Kur'an'ı) işitince ona iman ettik. Kim Rabbine iman ederse, artık ne bir (ecrinin) eksikliğe uğratılmasından ne de haksızlık edilmesinden korkar.
Elmalılı Hamdi Yazır 13-Doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik. Her kim O Rabbine iman ederse artık ne hakkı yenmek ne de istila olunmak korkusu kalmaz.
Yaşar Nuri Öztürk 13 "Biz, doğruya ve güzele kılavuzlayanı dinleyince, ona inandık. Rabbine inanan kişi ne hakkının eksik verilmesinden korkar ne de tecavüze uğrayıp kuşatılmaktan."

29 Kasım 2007

KURAN SENİNLE KONUŞUYOR-2-İÇİNDE -RABBENA-GEÇEN-AYETLER

İÇİNDE RABBENA GEÇEN AYETLERE DİKKATİNİZİ ÇEKMEK İSTİYORUM.RABBENA İLE BAŞLAYIP DEVAM EDEN AYETLER VE MEALLERİNE BAKARSANIZ NE DEMEK İSTEDİĞİMİ ANLARSINIZ...RABBİMİZE BU AYETLERLE SESLENMEMİZ O'NUN DİLEĞİ DEĞİL Mİ..?..İŞTE KURAN SİZİNLE KONUŞUP ÖĞRETİYOR..VESSELAM...

KURAN’DA RABBENA KELİMESİ GEÇEN AYETLER VE MEALLERİ


2-BAKARA

(127)-Ve iz yerfeu ibrahımül kavaıde minel beyti ve ismaıyl*
rabbena
tekabbel minna* inneke entes semıul alım

DİYANET 127. Bir zamanlar İbrahim, İsmail ile beraber Beytullah'ın temellerini yükseltiyor (şöyle diyorlardı:) Ey Rabbimiz! Bizden bunu kabul buyur; şüphesiz sen işitensin, bilensin. *

ELMALILI-127- Ve ne vakit ki İbrahim, Beyt'in temellerini yükseltmeye başladı, İsmail ile birlikte şöyle dua ettiler: Ey Rabbimiz, bizden kabul buyur, hiç şüphesiz işiten sensin, bilen sensin.

YAŞAR NURİ-127 İbrahim'in, İsmail'le birlikte, o evin ana duvarlarını yükselterek şöyle yakardıkları zamanı da an: "Rabbimiz, bizden gelen niyazları kabul buyur; sen, evet sen, Semî'sin, her şeyi çok iyi duyarsın; Alîm'sin, her şeyi çok iyi bilirsin."

(128)-
rabbena
vec'alna müslimeyni leke ve min zürriyyetina ümmetem müslimetel leke ve erina menasikena ve tüb aleyna* inneke entet tevvabür rahıym

DİYANET-
128. Ey Rabbimiz! Bizi sana boyun eğenlerden kıl, neslimizden de sana itaat eden bir ümmet çıkar, bize ibadet usullerimizi göster, tevbemizi kabul et; zira, tevbeleri çokça kabul eden, çok merhametli olan ancak sensin.

ELMALILI-
128. Ey bizim Rabbimiz, hem bizim ikimizi yalnız senin için boyun eğen müslümanlar kıl, hem de soyumuzdan yalnız senin için boyun eğen müslüman bir ümmet meydana getir ve bize ibadetimizin yollarını göster, tevbemize rahmetle bakıver. Hiç şüphesiz Tevvâb sensin, Rahîm sensin.


YAŞAR NURİ-128 "Rabbimiz! Bizi, sana teslim olmuş iki müslüman/Allah'a teslim olan kıl. Soyumuzdan da sana teslim olan müslüman bir ümmet oluştur. Bize ibadet yerlerimizi göster, bizim tövbemizi kabul et! Sen, evet sen, Tevvâb'sın, tövbeleri cömertçe kabul edersin; Rahîm'sin, rahmetini cömertçe yayarsın."

129-
rabbena
veb'as fıhim rasulem minhüm yetlu aleyhim ayatike ve yüallimühümül kitabe vel hıkmete ve yüzekkıhim* inneke entel azızül hakım

DİYANET-
129. Ey Rabbimiz! Onlara, içlerinden senin ayetlerini kendilerine okuyacak, onlara kitap ve hikmeti öğretecek, onları temizleyecek bir peygamber gönder. Çünkü üstün gelen, her şeyi yerli yerince yapan yalnız sensin.

ELMALILI-
129. Ey bizim Rabbimiz, bir de onlara içlerinden öyle bir peygamber gönder ki, onlara senin âyetlerini tilavet eylesin, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretsin, içlerini ve dışlarını tertemiz yapıp onları pâk eylesin. Hiç şüphesiz Azîz sensin, hikmet sahibi Sensin.


YAŞAR NURİ-129 "Rabbimiz! İçlerinden onlara, senin ayetlerini okuyacak, kendilerine Kitap'ı ve hikmeti öğretecek, onları temizleyip arındıracak bir resul gönder. Sen, evet sen, Azîz'sin, tüm ululuk ve onurun sahibisin; Hakîm'sin, tüm hikmetlerin kaynağısın."

200-Fe iza kadaytüm menasikeküm fezkürullahe ke zikriküm abeküm ev eşedde zikra* fe minen nasi mey yekulü
rabbena
atina fid dünya ve malehu fil ahırati min halak

DİYANET- Hac ibadetlerinizi bitirince, babalarınızı andığınız gibi, hatta ondan daha kuvvetli bir şekilde Allah'ı anın. İnsanlardan öyleleri var ki: Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver, derler. Böyle kimselerin ahiretten hiç nasibi yoktur.
ELMALILI-Nihayet hac ibadetlerinizi bitirdiğiniz zaman, önceleri babalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla Allah'ı anın. İnsanlardan kimisi: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada ver!" der. Onun için ahirette hiçbir kısmet yoktur.
YAŞAR NURİ-Gerekli ibadetlerinizi bitirdiğinizde yine Allah'ı anın. Tıpkı atalarınızı andığınız gibi, hatta daha kuvvetli bir anışla. İnsanlardan bazısı şöyle der: "Ey Rabbimiz, bize dünyada ver!" Böylesi için âhirette bir nasip yoktur.

201-Ve minhüm mey yekulü
rabbena
atine fid dünya hasenetev ve fil ahırati hasenetev ve kına azaben nar
DİYANET- . Onlardan bir kısmı da: Ey Rabbimiz! Bize dünyada da iyilik ver, ahirette de iyilik ver. Bizi cehennem azabından koru! derler.
ELMALILI- Yine onlardan: "Ey Rabbimiz! Bize dünyada bir güzellik ve ahirette de bir güzellik ver ve bizi ateş azabından koru!" diyenler vardır.
YAŞAR NURİ-Onlardan kimi de şöyle yakarır: "Ey Rabbimiz, bize dünyada da güzellik ver, âhirette de güzellik ver! Ve bizi ateş azabından koru!"


250-Ve lemma berazu li calute ve cünudihı kalu
rabbena
efrığ aleyna sabrav ve sebbit akdamena vensurna alel kavmil kafirın

DİYANET-250. Calut ve askerleriyle savaşa tutuştuklarında: Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Bize cesaret ver ki tutunalım. Kafir kavme karşı bize yardım et, dediler.
ELMALILI-250. Calut ve ordusuna karşı savaş meydanına çıktıkları zaman da şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Üzerlerimize sabır dök, ayaklarımızı sabit tut ve kâfirler topluluğuna karşı bize yardım et!"
YAŞAR NURİ-Câlût ve ordusuyla karşılaştıklarında şöyle yakardılar: "Ey Rabbimiz, üzerimize sabır yağdır. Ayaklarımızı yere sağlam bastır. Ve küfre sapanlara karşı bize yardım et."

285-Amener rasulü bi ma ünzile ileyhi mir rabbihı vel mü'minun* küllün amene billahi ve melaiketihı ve kütübihı ve rusülih* la nüferriku beyne ehadim mir rusülih* ve kalu semı'na ve eta'na ğufraneke
rabbena
ve ileykel masıyr
DİYANET- Peygamber, Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, müminler de (iman ettiler). Her biri Allah a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine iman ettiler. "Allah'ın peygamberlerinden hiçbiri arasında ayırım yapmayız. İşittik, itaat ettik. Ey Rabbimiz, affına sığındık! Dönüş sanadır" dediler.
ELMALILI-Peygamber, Rabbi'nden kendisine ne indirildiyse ona iman etti. Müminlerin de hepsi Allah'a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine iman ettiler. "Biz Allah'ın peygamberleri arasında ayırım yapmayız, duyduk ve itaat ettik. Ey Rabbimiz, bağışlamanı dileriz, dönüş ancak sanadır." dediler.
YAŞAR NURİ- Resul, Rabbinden kendisine indirilene inanmıştır; müminler de. Hepsi; Allah'a, onun meleklerine, kitaplarına, resullerine inanmışlardır. Allah'ın resullerinden hiçbirini ötekinden ayırmayız. Şöyle demişlerdi: "Dinledik, boyun eğdik. Affet bizi, ey Rabbimiz. Dönüş yalnız sanadır

286-La yükellifüllahü nefsen illa vüs'aha* leha ma kesebet ve aleyha mektesebet*
rabbena
la tüahızna in nesına ev ahta'na*
rabbena
ve la tahmil aleyna ısran kema hameltehu alellezıne min kablina*
rabbena
ve la tühammilna ma la takate lena bih* va'fü anna* vağfir lena* verhamna ente mevlane fensurna alel kavmil kafirın

DİYANET- Allah kişiye ancak gücünün yeteceği kadar yükler; kazandığı iyilik lehine, ettiği kötülük de aleyhinedir. Rabbimiz! Eğer unutacak veya yanılacak olursak bizi sorumlu tutma. Rabbimiz bizden öncekilere yüklediğin gibi, bize de ağır yük yükleme. Rabbimiz! Bize gücümüzün yetmeyeceği şeyi taşıtma, bizi affet, bizi bağışla, bize acı. Sen Mevlamızsın, kafirlere karşı bize yardım et.*
ELMALILI-
Allah hiç kimseye gücünün yeteceğinden başka yük yüklemez. Herkesin kazandığı hayır kendisine, yaptığı kötülüğün zararı yine kendisinedir. Ey Rabbimiz, eğer unuttuk ya da yanıldıysak bizi tutup sorguya çekme! Ey Rabbimiz, bize bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme! Ey Rabbimiz, bize gücümüzün yetmeyeceği yükü de yükleme! Bağışla bizi, mağfiret et bizi, rahmet et bize! Sensin bizim Mevlamız, kâfir kavimlere karşı yardım et bize.

YAŞAR NURİ-Allah hiçbir benliğe, yaratılış kapasitesinin üstünde bir yük yüklemez/teklifte bulunmaz. Her benliğin yaptığı iyilik kendi lehine, işlediği kötülük kendi aleyhinedir/kişinin hem kendisini hem başkaları için kazandığı onun lehine, yalnız kendi nefsi için kazandığı onun aleyhinedir/kişinin kendi emeği ile kazandığı lehine, başkalarının sırtından kazandığı aleyhinedir. "Ey Rabbimiz! Unutur yahut hata edersek bizi hesaba çekme. Ey Rabbimiz! Bize, bizden öncekilere yüklediğin gibi ağır yük yükleme. Ey Rabbimiz! Bize, güç yetiremeyeceğimiz şeyleri de yükleme. Affet bizi, bağışla bizi, acı bize. Sen bizim Mevlâ'mızsın.Gerçeği örten nankörler/inkârcılar topluluğuna karşı yardım et bize!"

YUKARDAKI AYETLERIN BITISIK OKUNMASI….

AMENERRESULU- 285-Amener rasulü bi ma ünzile ileyhi mir rabbihı vel mü'minun* küllün amene billahi ve melaiketihı ve kütübihı ve rusülih* la nüferriku beyne ehadim mir rusülih* ve kalu semı'na ve eta'na ğufraneke
rabbena
ve ileykel masıyr .286-La yükellifüllahü nefsen illa vüs'aha* leha ma kesebet ve aleyha mektesebet*
rabbena
la tüahızna in nesına ev ahta'na* rabbena ve la tahmil aleyna ısran kema hameltehu alellezıne min kablina*
rabbena
ve la tühammilna ma la takate lena bih* va'fü anna* vağfir lena* verhamna ente mevlane fensurna alel kavmil kafirın



3-ALİ İMRAN

8-
rabbena
la tüzığ kulubena ba'de iz hedeytena veheb lena mil ledünke rahmeh* inneke entel vehhab

9-
rabbena
inneke camiun nasi li yevmil la raybe fıh* innellahe la yuhlifül mıad

DİYANET- 8-Rabbimiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalblerimizi eğriltme, katından bize rahmet bağışla; şüphesiz Sen sonsuz bağışta bulunansın.
9-Rabbimiz! Doğrusu geleceği şüphe götürmeyen günde, insanları toplayacak olan Sensin. Şüphesiz ki Allah verdiği sözden caymaz.*
YAŞAR NURİ-
8-Ey Rabbimiz! Bizi doğruya ve güzele yönelttikten sonra kalplerimizi bozup eğriltme ve bize katından bir rahmet bağışla! Sen, yalnız sen Vahhâb'sın, bol bol bağışta bulunansın.
9-Ey rabbimiz! Sen Câmî'sin; insanları varlığında kuşku bulunmayan bir günde mutlaka toplayacaksın. Allah, sözünü yerine getireceği yer ve zamanı asla şaşırmaz.


16-Ellezıne yekulune
rabbena
innena amenna fağfir lena zünubena vekına azaben nar

DİYANET-16. Onlar ki, "Rabbimiz! Biz şüphesiz inandık, bunun için günahlarımızı bize bağışla ve bizi ateşin azabından koru" diyen, sabreden, doğru olan, gönülden kulluk eden, hayra sarfeden ve seher vakitlerinde bağışlanma dileyenlerdir
YAŞAR NURİ-
16. 16 Kullar ki, şöyle derler: "Ey Rabbimiz, kuşkusuz olarak sana inandık. Bağışla günahlarımızı, ateş azabından koru bizi!"


53-
rabbena
amenna bi ma enzelte vetteba'ner rasüle fektübna meaş şahidın

DİYANET-Rabbimiz! İndirdiğine inandık, Peygambere uyduk; bizi sahid olanlarla beraber yaz".
YAŞAR NURİ-Ey Rabbimiz! Senin indirdiğine iman ettik, resule uyduk; artık bizi gerçeğin tanıklarıyla beraber yaz!"

147-Ve ma kane kavlehüm illa en kalu
rabbenağfir
lena zünubena ve israfena fı emrina ve sebbit akdamena vensurna alel kavmil kafirın

DİYANET-Dedikleri ancak şu idi: "Rabbimiz! Günahlarımızı, işimizdeki aşırılıklarımızı bize bağışla, sebatımızı arttır, inkarcı topluluğa karşı bize yardım et".
YAŞAR NURİ-Sözleri yalnız şu olmuştur: "Ey Rabbimiz! Bağışla bizim günahlarımızı, affet işlerimizdeki taşkınlığımızı, sağlam bastır ayaklarımızı ve yardım et bize küfre sapan topluma karşı!"

191-Ellezıne yezkürunellahe kıyamev ve kuudev ve ala cünubihim ve yetefekkerune fı halkıs semavati vel ard*
rabbena
ma halakte haza batıla* sübhaneke fekına azaben nar

192-
rabbena
inneka men tüdhılin nara fe kad ahzeyteh* ve ma liz zalimıne min ensar

193-
rabbena
innena semı'na münadiyey yünadı lil ımani en aminu bi rabbiküm fe amenna*
rabbena
fağfir lena zünubena ve keffir anna seyyiatina ve teveffena meal ebrar

194-
rabbena
ve atina ma veadtena ala rusülike ve la tuhzina yevmel kıyameh* inneke la tuhlifül mıad

DİYANET-
191. 191-Onlar ayakta iken, otururken, yan yatarken Allah'ı anarlar; göklerin ve yerin yaratılışını düşünürler: "Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın, Sen münezzehsin. Bizi ateşin azabından koru"
192. 192-"Rabbimiz! Sen ateşe kimi sokarsan, onu şüphesiz rezil etmiş olursun, zulmedenlerin hiç yardımcıları yoktur".
193. 193"Rabbimiz! Doğrusu biz Rabbinize inanın diye inanmaya çağıran bir çağırıcıyı işittik de iman ettik. Rabbimiz! Günahlarımızı bize bağışla, kötülüklerimizi ört, canımızi iyilerle beraber al".
194. 194-onlar o kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler: "Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin! Ateş azabından koru bizi!"

YAŞAR NURİ-191-ONlar o kişilerdir ki, ayakta, otururken, yan yatarken hep Allah'ı zikrederler; göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler: "Ey Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Şanın yücedir senin! Ateş azabından koru bizi!"
192 "Ey Rabbimiz! Sen birini ateşe soktun mu onu tam rezil etmişsindir. Zalimlerin, yardımcıları olmayacaktır
193-Ey Rabbimiz! Bir çağırıcının, ''Rabbinize inanın!'' diye imana çağırdığını işittik ve iman ettik. Ey Rabbimiz! Günahlarımızı bağışla bizim. Kötülüklerimizin üstünü ört ve bize iyilerle birlikte ölmek nasip et
194-Ey Rabbimiz! Resullerin aracılığıyla bize vaat etmiş olduğunu da bize ver; kıyamet günü bizi rezil etme! Sen, vaadine asla ters düşmezsin




4-NİSA

75-Ve ma leküm la tükatilune fı sebılillahi vel müstad'afıne miner ricali ven nisai vel vildanillezıne yekulune
rabbena
ahricna min hazihil rayetiz zalimi ehlüha vec'al lena mil ledünke veliyya vec'al lena mil ledünke nesıyra
DİYANET-
75. Size ne oluyor da: "Rabbimiz! Bizi halkı zalim olan bu şehirden çıkar, katından bize bir sahip çıkan gönder, katından bize bir yardımcı lutfet" diyen zavallı çocuklar, erkekler ve kadınlar uğrunda ve Allah yolunda savaşmıyorsunuz?
YAŞAR NURİ-
75. 75 Size ne oluyor da Allah yolunda ve "Ey Rabbimiz bizi, halkı zulme sapmış şu kentten çıkar; katından bize bir dost gönder, katından bize bir yardımcı gönder!" diye yakaran mazlum ve çaresiz erkekler, kadınlar, yavrular için savaşmıyorsunuz!

77-E lem tera ilellezıne kıyle lehüm küffu eydiyeküm ve ekıymüs salet ve atüz zekah fe lemma kütibe aleyhimül kıtalü iza ferıkum minhüm yahşevnen nase ke haşyetillahi ev eşedde haşyeh ve kalu
Rabbena
lime ketebte aleynel kıtal lev la ehhartena ila ecelin karıb kul metaud dünya kalıl vel ahıratü hayrul li menitteka ve la tuzlemune fetıla

DİYANET-77
Kendilerine: "Elinizi savaştan çekin, namaz kılın, zekat verin" denenleri görmedin mi? Onlara savaş farz kılındığında, içlerinden bir takımı hemen, insanlardan, Allah'tan korkar gibi, hatta daha çok korkarlar ve "Rabbimiz! Bize savaşı niçin farz kıldın, bizi yakın bir zamana kadar tehir edemez miydin?" derler. De ki: "Dünya geçimliği azdır, ahiret, Allah'a karşı gelmekten sakınan için hayırlıdır, size zerre kadar zulmedilmez".
YAŞAR NURİ-77-Kendilerine, "Ellerinizi çekin, namazı/duayı yerine getirin,zekâtı verin!" denilenleri görmedin mi? Üzerlerine savaş yazılınca, içlerinden bir grup, insanlardan Allah'tan korkmuş gibi, hatta daha şiddetli bir korkuyla korkar oldu. Ve şöyle dediler: "Ey Rabbimiz! Ne diye yazdın üzerimize savaşı; yakın bir süreye kadar bizi erteleseydin ya!" De ki: "Dünya nimeti çok azdır. Kötülükten sakınan için âhiret daha hayırlıdır. Bir kıl kadar bile zulme uğratılmazsınız.



5-MAİDE

83-Ve iza semiu ma ünzile iler rasuli tera a'yünehüm tefıdu mined dem'ı mimma arafu minel hakk yekulune
rabbena
amenna fektübna meaş şahidın
DİYANET-Peygambere indirilen Kuran'ı işittiklerinde, gerçeği öğrenmelerinden gözlerinin yaşla dolarak, "Rabbimiz! İnandık, bizi de şahidlerden yaz. Rabbimizin bizi iyi milletle birlikte bulundurmasını umarken niçin Allah'a ve bize gelen gerçeğe inanmayalım?" dediklerini görürsün.
YAŞAR NURİ-Resule indirileni dinlediklerinde farkına vardıkları gerçekten dolayı gözlerinin yaşla dolup taştığını görürsün. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz, iman ettik. Artık bizi de gerçeğin tanıklarıyla birlikte kaydet

114-Kale ıysebnü meryemellahümme
rabbena
enzil aleyna maidetem mines semai tekunü lena ıydel li evvelina ve ahırina ve ayetem mink verzukna ve ente hayrır razikıyn

DİYANET-
Meryem oğlu İsa, "Allahım! Rabbimiz! Bize ve bizden sonra geleceklere bayram ve Sen'den bir delil olarak gökten bir sofra indir, bizi rızıklandır, Sen rızık verenlerin en hayırlısısın" dedi.
YAŞAR NURİ-Meryem oğlu İsa şöyle yakardı: "Allahım, ey Rabbimiz! Üzerimize gökten bir sofra indir de bizim hem öncekilerimize hem sonrakilerimize bir bayram olsun, senden bir mucize olsun. Rızıklandır bizi! Rızık verenlerin en hayırlısı sensin!"




7-ARAF


23-Kalu
rabbena
zalemna enfüsena ve il lem tağfir lena ve terhamna lenekunenne minel hasirın
DİYANET-Her ikisi, "Rabbimiz! Kendimize yazık ettik; bizi bağışlamaz ve bize merhamet etmezsen biz kaybedenlerden oluruz" dediler.
YAŞAR NURİ-Ey Rabbimiz, dediler, öz benliklerimize zulmettik. Eğer bizi affetmez, bize acımazsan elbette ki hüsrana uğrayanlardan olacağız

38-Kaledhulu fı ümemin kad halet min kabliküm minel cinni vel insi fin nar küllema dehalet ümmetül leanet uhteha hatta ized daraku fıha cemıan kalet uhrahüm li ulahüm
rabbena
haülai edalluna fe atihim azaben dı'fem minen nar kale li küllin dı'füv ve lakil la ta'lemun
DİYANET-Allah, " Sizden önce geçmiş cin ve insan ümmetleriyle beraber ateşe girin" der. Her ümmet girdikçe kendi yoldaşına lanet eder. Hepsi birbiri ardından cehennemde toplanınca, sonrakiler öncekiler için, "Rabbimiz! Bizi sapıtanlar işte bunlardır, onlara ateş azabını kat kat ver" derler, Allah, "Hepsinin kat kattır, ama bilmezsiniz" der.
YAŞAR NURİ-Allah buyurdu: "Sizden önce gelip geçmiş cin ve insan topluluklarıyla iç içe girin bakalım ateşe." Her ümmet girdiğinde, yoldaşına/kızkardeşine lanet eder. Nihayet, hepsi orada bir araya gelince, sonrakiler öncekiler için şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bunlar saptırdılar. Ateş azabını bunlara bir kat daha fazla ver." Allah buyurur: "Her biri için bir kat fazlası var, fakat siz bilmezsiniz

47-Ve iza surifet ebsaruhüm tilkae ashabin nari kalu
rabbena
la tec'alna meal kavmiz zalimın
DİYANET-
Gözleri cehennemlikler yönüne çevrilince: "Rabbimiz! Bizi zalimlerle beraber bulundurma" derler.
YAŞAR NURİ-Gözleri ateş halkı tarafına çevrildiğinde de şöyle yakardılar: "Ey Rabbimiz, bizleri, zalimler topluluğuyla birleştirme
126-Ve ma tenkımü minna illa en amenna bi ayati rabbina lemma caetna rabbena efrığ aleyna sabrav ve teveffena müslimın
DİYANET-Onlar da: "Doğrusu biz ancak Rabbimize döneriz. Rabbimizin ayetleri gelince, onlara inanmamızdan ötürü bizden öç alıyorsun. Rabbimiz! Bize sabır ver ve canımızı müslim olarak al" dediler.*
YAŞAR NURİ-Sen bizden, sırf Rabbimizin ayetleri bize gelince, onlara iman ettiğimizden ötürü intikam alıyorsan. Ey Rabbimiz! Üzerimize sabır yağdır. Canımızı müslümanlar olarak al



10-YUNUS



85-Fe kalu alellahi tevekkelna
rabbena
la tec'alna fitnetel lil kavmiz zalimın
DİYANET-
Allah'a güvendik; Ey Rabbimiz! Zalim bir millet ile bizi sınama, rahmetinle bizi kafirlerden kurtar" dediler
YAŞAR NURİ-Şöyle yakardılar: "Yalnız Allah'a dayandık. Rabbimiz! Bizleri, zulmedenler toplumu için bir imtihan aracı yapma

86-ve neccina bi rahmetike minel kavmil kafirin

DIYANET-Allah'a güvendik; Ey Rabbimiz! Zalim bir millet ile bizi sınama, rahmetinle bizi kafirlerden kurtar" dediler

YAŞAR NURİ-"O küfre sapmış toplumdan rahmetinle bizi kurtar!"

88-Ve kale musa
rabbena
inneke ateyte fir'avne ve melehu zınetev ve emvalen fil hayetid dünya rabbena li yüdıllu an sebılik rabbenatmis ala emvalihim veşdüd ala kulubihim fe la yü'minu hatta yeravül azabel elım

DİYANET-Musa: "Rabbimiz! Doğrusu sen Firavun'a ve erkanına ziynetler ve dünya hayatında mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan şaşırtmaları için mi? Rabbimiz! Mallarını yok et, kalblerini sık; çünkü onlar can yakıcı azabı görmedikçe inanmazlar" dedi.
YAŞAR NURİ-Mûsa şöyle dedi: "Rabbimiz! Sen, Firavun ve kodamanlarına şu geçici hayatta debdebe verdin, mallar verdin. Rabbimiz! Senin yolundan saptırsınlar diye mi? Rabbimiz! Onların mallarını sil-süpür, kalplerini şiddetle sık ki, acıklı azabı görünceye kadar inanmasınlar

14-İBRAHİM


37-
rabbena
innı eskentü min zürriyyetı bi vadin ğayri zı zer'ın ınde beytikel muharrami rabbena li yükıymus salate fec'al ef'idetem minen nasi tehvı ileyhim verzukhüm mines semerati leallehüm yeşkürun
DİYANET-Rabbimiz! Ben çocuklarımdan kimini, namaz kılabilmeleri için Senin kutsal evinin yanında, ziraata elverişsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! İnsanların gönüllerini onlara meylettir, şükretmeleri için onları ürünlerle rızıklandır."
YAŞAR NURİ-Ey Rabbimiz! Ben, çocuklarımdan bir kısmını senin kutsal evinin yanındaki, ziraata elverişsiz vadiye yerleştirdim ki, namazı/duayı yerine getirsinler, ey Rabbimiz! Sen de insanlardan bazı gönülleri, onlardan hoşlanır yap. Çeşitli meyvelerle onları rızıklandır ki, şükredebilsinler

38-
rabbena
inneke ta'lemü ma nuhfı ve ma nı'lin ve ma yahfa alellahi min şey'in fil erdı ve la fis sema'

DİYANET-Rabbimiz! Doğrusu Sen gizlediğimizi de, açığa vurduğumuzu da bilirsin. Yerde ve gökte hiçbir şey Allah'tan gizli kalmaz
YAŞAR NURİ-Rabbimiz, hiç kuşkusuz sen bizim gizlediğimizi de bilirsin, açığa vurduğumuzu da. Yerde de gökte de hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz!"


40-Rabbic'alnı mükıymes salati ve imn zürriyyetı
rabbena
ve tekabbel düa'

DİYANET-Rabbim! Beni ve çocuklarımı namaz kılanlardan eyle. Rabbimiz! Duamı kabul buyur."
YAŞAR NURİ-Rabbim! Beni, namazı/duayı yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et



41-
rabbenağfir
lı ve li valideyye ve lil mü'minıne yevme yekumül hısab

DİYANET-Rabbimiz! Hesap görülecek günde, beni, anamı babamı ve inananları bağışla
YAŞAR NURİ-Rabbimiz, hesabın ortaya geleceği gün; beni, anne-babamı ve inananları affet

44-Ve enzirin nase yevme ye'tıhimül azabü fe yekulüllezıne zalemu
rabbena
ahhırna ila ecelin karıbin nücib da'veteke ve nettebiır rusül e ve lem tekunu aksemtüm min kablü ma leküm min zeval

DİYANET-İnsanları, kendilerine azabın geleceği gün ile uyar. Haksızlık edenler: "Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar ertele de çağrına gelelim, peygamberlere uyalım" derler. Siz daha önce, sonunuzun gelmeyeceğine yemin etmemiş miydiniz! Üstelik kendilerine yazık edenlerin yerlerinde oturdunuz. Onlara, yaptıklarımız da sizlere açıklanmıştı. Size misaller de vermiştik.
YAŞAR NURİ-İnsanları, azabın kendilerine ulaşacağı gün konusunda uyar. O gün, zalimler şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Bizi yakın bir süreye kadar geri bırak da çağrına cevap verip resullere uyalım." Daha önce siz, kendiniz için çöküş ve bitiş yoktur diye yemin etmediniz mi?


16-NAHL


86-Ve iza raellezıne eşraku şürakaehüm kalu
rabbena
haülai şürakaünellezıne künna ned'u min dunik fe elkav ileyhimül kavle inneküm le kazibun

DİYANET-Allah'a ortak koşanlar, koştukları ortakları gördüklerinde: "Rabbimiz! Seni bırakıp yalvardığımız ortaklarımız bunlardır" derler. Koştukları ortaklar: "Doğrusu siz yalancısınız" diye söz atarlar.
YAŞAR NURİ-Şirke sapanlar, ortak tuttuklarını gördüklerinde şöyle derler: "Rabbimiz, işte bunlar seni bırakıp da yalvarıp yakardığımız ortaklarımız." Bunun üzerine ortakları onlara şöyle söz dokundururlar: "Siz, yalancılarsınız, yalancılar

18-KEHF


10-İz evel fityetü ilel kehfi fe kalu
rabbena
atina mil ledünke rahmetev ve heyyi' lena min emrina raşeda

DİYANET-Birkaç genç mağaraya sığınmış: "Rabbimiz! Katından bize rahmet ver ve işimizde doğruyu göster.
YAŞAR NURİ-, Hani, o yiğit gençler o mağaraya sığındılar da şöyle dediler: "Ey Rabbimiz, katından bir rahmet ver bize ve bizim için bir çıkış yolu lütfet işimize." bizi başarılı kıl" demişlerdi



20-TAHA


45-Kale
rabbena
innena nehafü ey yefruta aleyna ev ey yatğa

DİYANET-Musa ve kardeşi: "Rabbimiz! Onun bize kötülük etmesinden veya azgınlığının artmasından korkarız" dediler
YAŞAR NURİ-Dediler ki: "Rabbimiz, onun aleyhimizde bir taşkınlık yapmasından yahut yine azmasından korkuyoruz

134-Ve lev enna ehleknahüm bi azabim min kablihı le kalu
rabbena
lev la erselte ileyna rasulen fe nettebia ayatike min kabli en nezille ve nahza

DİYANET-Eğer onları ondan önce bir azaba uğratarak yok etseydik: "Rabbimiz! Bize bir peygamber gönderseydin de, alçak ve rezil olmazdan önce ayetlerine uysaydık, olmaz mıydı?" diyeceklerdi
YAŞAR NURİ-Eğer biz onları, ondan önce bir azapla helâk etseydik mutlaka şöyle diyeceklerdi: "Rabbimiz, ne olurdu bize bir resul gönderseydin de zelil ve rezil olmadan önce senin ayetlerine uysaydık


23-MUMİNUN


106-Kalu
rabbena
ğalebet aleyna şıkvetüna ve künna kavmen dallın
DİYANET-Şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi bedbahtlığımız yenmişti; sapık bir millet olmuştuk."
YAŞAR NURİ-Derler ki: "Rabbimiz, bahtsızlığımız bize baskın çıktı. Sapıp gitmiş bir topluluk olduk biz."

107-
rabbena
ahricna minha fe in udna fe inna zalimun
DİYANET-Rabbimiz! Bizi buradan çıkar, tekrar günaha dönersek, doğrusu zulmetmiş oluruz."
YAŞAR NURİ-Rabbimiz, çıkar bizi oradan. Eğer bir daha aynısını yaparsak, gerçekten zalimler olacağız."

109-İnnehu kane ferıkum min ıbadı yekulune
rabbena
amenna fağfir lena varhamna ve ente hayrur rahımın

DİYANET- Sinin orada! Benimle konuşmayın. Kullarımdan bir topluluk: "Rabbimiz! inandık, artık bizi bağışla, bize acı. Sen acıyanların en iyisisin" diyordu. 110-111-Siz ise, onları alaya alıyordunuz. Bu yaptıklarınız size Beni anmayı unutturuyordu. Onlara hep gülüyordunuz. Sabretmelerine karşılık bugün onları mükafatlandırdım. Doğrusu onlar kurtulanlardır" der.

YAŞAR NURİ-Kullarımdan bir zümre "Rabbimiz, inandık; affet bizi, acı bize, sen merhametlilerin en hayırlısısın" diyorken
11O-111-Siz onları alaya aldınız. Öyle ki, zikrimi/Kur'anımı size unutturdular. Siz onlara hep gülüyordunuzBugün onlara ben, sabretmiş olmalarının karşılığını verdim. Başarıya erip kurtulanlar, onlardır.


25-FURKAN


21-Ve kalellezıne la yercune likaena lev la ünzile aleynel melaiketü ev nera
rabbena
le kadistekberu fı enfüsihim ve atev utüvven kebıra
DİYANET-Bizimle karşılaşmayı ummayanlar: "Bize ya melekler indirilmeli, ya da Rabbimiz'i görmeliyiz" derler. And olsun ki kendi kendilerine büyüklenmişler, azgınlıkta pek ileri Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: "Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı?" Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar.gitmişlerdir.
YAŞAR NURİ-Bize kavuşmayı ummayanlar dediler ki: "Üstümüze melekler inse, yahut Rabbimizi görsek olmaz mı?" Yemin olsun ki, kendi benliklerinde büyüklük kuruntusuna düştüler ve korkunç bir biçimde azdılar.

65-Vellezıne yekulune
rabbenasrif
anna azabe cehenneme inne azabeha kane ğaram

DİYANET-Onlar, "Rabbimiz! Bizden cehennem azabını uzaklaştır; doğrusu onun azabı sürekli ve acıdır. Orası şüphesiz kötü bir yer ve kötü bir duraktır" derler.
YAŞAR NURİ-Ve şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, cehennem azabını bizden uzak tut! Doğrusu, onun azabı inatçı ve yapışkandır

74-Vellezıne yekulune
rabbena
heb lena min ezvacina va zürriyyatina kurrate a'yüniv vec'alna lil müttekıyne imama

DİYANET-Onlar: "Rabbimiz! Bize eşlerimizden ve çocuklarımızdan gözümüzün aydınlığı olacak insanlar ihsan et ve bizi, Allah'a karşı gelmekten sakınanlara önder yap" derler
YAŞAR NURİ-Onlar şöyle yakarırlar: "Rabbimiz, eşlerimizden ve çocuklarımızdan bize göz aydınlığı bağışla. Bizi takvaya sarılanlara önder kıl."


28-KASAS


47-Ve lev la en tusiybehüm müsıybetüm bima kaddemet eydıhim fe yekulu

rabbena
a lev la erselte iyna rasulen fe nettebia yatike ve nekune minel mü'minın

DİYANET-Bizzat kendi yaptıklarından dolayı başlarına bir musibet geldiğinde: Rabbimiz! Ne olurdu bize bir peygamber gönderseydin de, ayetlerine uysak ve müminlerden olsaydık! diyecek olmasalardı (seni göndermezdik
YAŞAR NURİ-Kendi ellerinin önden hazırladıkları yüzünden başlarına bir musibet geldiğinde hemen şöyle diyorlar: "Rabbimiz, bize bir resul gönderseydin de senin ayetlerine uyup müminlerden olsaydık ne olurdu


63-Kalellezıne hakka aleyhimül kavlü
rabbena
haülaillezıne ağveyna ağveynahüm kema ğaveyna teberra'na ileyke ma kanu iyyana ya'büdun

DİYANET-O gün) aleyhlerine söz (hüküm) gerçekleşmiş olanlar: Rabbimiz! Şunlar azdırdığımız kimselerdir. Biz nasıl azmışsak onları da öylece azdırdık (yoksa onları zorlayan bir gücümüz yoktu. Onların suçlarından) beri olduğumuzu sana arzederiz. Zaten onlar aslında bize tapmıyorlardı (kendi arzularına tapıyorlardı), derler.
YAŞAR NURİ-Üzerlerine hüküm hak olanlar şöyle diyecekler: "Rabbimiz, azdırdıklarımız işte şunlar! Kendimiz azdığımız gibi onları da azdırdık. Onlardan uzak olduğumuzu sana arz ediyoruz. Zaten onlar sadece bize kulluk/ibadet etmiyorlardı ki!






32-SECDE


12-Ve lev tera izil mücrimune nakisu ruusihim ınde rabbihim
rabbena
ebsarna ve semı'na fercı'na na'mel salihan inna mukınun

DİYANET-O günahkarların, Rableri huzurunda başlarını öne eğecekleri, "Rabbimiz! Gördük duyduk, şimdi bizi (dünyaya) geri gönder de, iyi işler yapalım, artık kesin olarak inandık" diyecekleri zamanı bir görsen!
YAŞAR NURİ-Günahkârları, Rablerinin huzurunda başlarını eğmiş olarak şöyle derken bir görsen: "Rabbimiz; gördük, duyduk, geri gönder bizi ki, barışa/hayra yönelik iyi iş yapalım. Artık kesin olarak inanıyoruz


33-AHZAB


67-Ve kalu
rabbena
inna eta'na sadetena ve küberaena fe edallunes sebıla

DİYANET-Ey Rabbimiz! Biz reislerimize ve büyüklerimize uyduk da onlar bizi yolda saptırdılar, derler.
YAŞAR NURİ-Ve derler ki: "Rabbimiz! Biz, efendilerimize, büyüklerimize itaat ettik de bizi yoldan saptırdılar."

68-
rabbena
atihim dı'feyni minel azabi vel'anhüm la'nen kebıra

DİYANET-Rabbimiz! Onlara iki kat azap ver ve onları büyük bir lanetle rahmetinden kov.
YAŞAR NURİ-"Rabbimiz, onlara iki kat azap ver; onları büyük bir lanetle lanetle!



34-SEBE



19-Fe kalu
rabbena
baıd beyne esfarina ve zalemu enfüsehüm fe cealnahüm ehadıse ve mezzaknahüm külle mümezzak inne fı zalike le ayatil li külli sabbarin şekur

DİYANET-Bunun üzerine: Ey Rabbimiz! Aralarında yolculuk yaptığımız şehirlerin arasını uzaklaştır, dediler ve kendilerine yazık ettiler. Biz de onları, ibret kıssaları haline getirdik ve onları büsbütün parçaladık. Şüphesiz bunda, çok sabreden ve çok şükreden herkes için ibretler vardır
YAŞAR NURİ-Ama onlar, tutup şöyle dediler: "Rabbimiz, seferlerimizin arasını uzaklaştır!" Böylece kendilerine zulmettiler de biz de onları efsaneler haline getirdik; hepsini darmadağın ettik. İşte bunda, gereğince sabreden, yeterince şükreden herkes için elbette ibretler vardır.



35-FATİR


34-Ve kalül hamdü lillahillezı ezhebe annel hazın inne
rabbena
le ğafurun şekur

DİYANET-Cennette şöyle) derler: Bizden tasayı gideren Allah'a hamdolsun. Doğrusu Rabbimiz çok bağışlayan, çok nimet verendir.
YAŞAR NURİ-Şöyle derler: "Hamt olsun, üzüntüyü bizden gideren Allah'a! Rabbimiz mutlak Gafûr, mutlak Şekûr'dur."

37-Ve hüm yastarihune fıha
rabbena
ahricna na'mel salihan ğayrallezı künna na'mel e ve lem nüammirküm ma yetezekkeru fıhi men tezekkera ve caekümün nezır fe zuku fe ma liz zalimıne min nesıyr

DİYANET-Onlar orada: Rabbimiz! Bizi çıkar, (önce) yaptığımızın yerine iyi işler yapalım! diye feryad ederler. Size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Size uyarıcı da gelmedi mi? (Niçin inanmadınız?) Şimdi tadın (azabı)! Zalimlerin yardımcısı yoktur.
YAŞAR NURİ-Feryat edip dururlar orada: "Rabbimiz, çıkar bizi de önceden yaptığımızdan başka şey yapalım. Barışa ve hayra yönelik iyi bir iş yapalım." Sizi biz, öğüt alanın öğüt alacağı bir süre ömürlendirmedik mi? Uyarıcı da geldi size. Hadi, tadın bakalım azabı! Zalimler için hiçbir yardımcı yok artık.


38-SAD


16-Ve kalu
rabbena
accil lena kıttana kable yevmil hısab

DİYANET-Rabbimiz! Bizim payımızı hesap gününden önce ver, dediler.
YAŞAR NURİ-Şöyle dediler: "Rabbimiz, bizim payımızı/hesap defterimizi, hesap gününden önce çabucak ver!"
61-Kalu
rabbena
men kaddeme lena haza fezidhü azaben dı'fen fin nar

DİYANET-Yine onlar: Rabbimiz! Bunu bizim önümüze kim getirdiyse onun ateşteki azabını iki kat artır! derler.
YAŞAR NURİ-Şöyle yakardılar: "Rabbimiz, bunu bizim önümüze çıkaranın ateşteki azabını bir kat daha artır."

40-MUMİN



7-Ellezıne yahmilunel arşe ve men havlehu yüsebbihune bi hamdi rabbihim ve yü'minune bihı ve yestağfirune lillezıne amenu
rabbena
vesı'te külle şey'ir rahmetev ve ılmen fağfir lillezıne tabu vettebeu sebıleke vekıhim azabel cehıym

DİYANET-Arş'ı yüklenen ve bir de onun çevresinde bulunanlar (melekler), Rablerini hamd ile tesbih ederler, O'na iman ederler. Müminlerin de bağışlanmasını isterler: Ey Rabbimiz! Senin rahmet ve ilmin her şeyi kuşatmıştır. O halde tevbe eden ve senin yoluna gidenleri bağışla, onları cehennem azabından koru! (derler).
YAŞAR NURİ-Arşı yüklenip taşıyanlar ve onun çevresindeki şuurlular Rablerinin hamdi ile tespih ederler ve ona inanırlar. İman sahipleri için de şöyle af dilerler: "Rabbimiz! Sen her şeyi rahmet ve ilim halinde kuşattın. Tövbe edip senin yoluna uymuş olanları bağışla. Ve onları cehenem azabından koru!

8-
rabbena
ve edhılhüm cennati adninilletı veadtehüm ve men salehü min abaihim ve ezvacihim ve zürriyyatihim inneke entel azızül hakım

DİYANET-Rabbimiz! Onları da, onların atalarından, zevcelerinden, nesillerinden iyi olanları da kendilerine vadettiğin Adn cennetlerine koy. Şüphesiz aziz ve hakim olan sensin
YAŞAR NURİ-Ey Rabbimiz, onları kendilerine vaat etmiş olduğun Adn cennetlerine koy! Atalarından, eşlerinden, zürriyetlerinden barışa yönelenleri de. Azîz ve Hakîm olan, hiç kuşusuz sensin, sen

11-Kalu

rabbena
a emettenesneteyni ve ahyeytenesneteyni fa'terafna bi zünubina fe hel ila hurucim min sebıl

DİYANET-Onlar: Rabbimiz, bizi iki defa öldürdün, iki defa dirilttin. Biz de günahlarımızı itiraf ettik. Bir daha (bu ateşten) çıkmaya yol var mıdır? derler.
YAŞAR NURİ-Dediler: "Rabbimiz! Bizi iki kez öldürdün, iki kez dirilttin. Artık günahlarımızı itiraf ettik. Buradan çıkmak için bir yol daha var mı?"



41-FUSSİLET


29-Ve kalellezıne keferu
rabbena
erinellezeyni edallana minel cinni vel insi nec'alhüma tahte akdamina li yekuna minel esfelın

DİYANET-Kafirler cehennemde: Rabbimiz! Cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster de aşağılanmışlardan olsunlar diye onları ayaklarımızın altına alalım! Diyecekler
YAŞAR NURİ-O küfre sapanlar şöyle diyecekler: "Rabbimiz, cinlerden ve insanlardan bizi saptıranları bize göster ki, onları ayaklarımızın altına alalım da en aşağıda kalanlardan olsunlar.


50-KAF


27-Kale karinuhu
rabbena
ma atğaytuhu ve lakin kane fi dalalim beıyd

DİYANET-Müşrikin arkadaşı (şeytan) der ki: Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi.
YAŞAR NURİ-Yoldaşı dedi ki: "Rabbimiz, onu ben azdırmadım. Onun kendisi, dönüşü olmayan bir sapıklık içindeydi.


59-HASR



10-Velleziyne cau min ba'dihim yekulune
rabbenağfir
lena ve liıhvaninelleziyne sebekuna bil'iymani ve la tec'al fiy kulubina ğullen lilleziyne amenu
rabbena
inneke raufun rahıymun.

DİYANET-Bunların arkasından gelenler şöyle derler: Rabbimiz! Bizi ve bizden önce gelip geçmiş imanlı kardeşlerimizi bağışla; kalplerimizde, iman edenlere karşı hiçbir kin bırakma! Rabbimiz! Şüphesiz ki sen çok şefkatli, çok merhametlisin!
YAŞAR NURİ-Onlardan sonra gelenler de şöyle derler: "Rabbimiz! Bizi ve bizden önce iman etmiş kardeşlerimizi affet; kalplerimizde, inananlara karşı bir düşmanlık bırakma! Rabbimiz, sen çok şefkatli, çok merhametlisin!


60-MUMTAHİNE



4-Kad kanet lekum usvetun hasenetun fiy ibrahiyme velleziyne me'ahu iz kalu likavmihim inna bureau minkum ve mimma ta'budune min dunillahi keferna bikum ve beda beynena ve beynekumul'adavetu velbağdau illa kavle ibrahiyme liebiyhi leestağfirenne leke ve ma emliku leke minallahi min şey'in
rabbena
'aleyke tevekkelna ve ileyke enebna ve ileykelmesıyru.

DİYANET-İbrahim'de ve onunla beraber olanlarda, sizin için gerçekten güzel bir örnek vardır. Onlar kavimlerine demişlerdi ki: "Biz sizden ve Allah'ı bırakıp taptıklarınızdan uzağız. Sizi tanımıyoruz. Siz bir tek Allah'a inanıncaya kadar, sizinle bizim aramızda sürekli bir düşmanlık ve öfke belirmiştir." Şu kadar var ki, İbrahim babasına: "Andolsun senin için mağfiret dileyeceğim. Fakat Allah'tan sana gelecek herhangi bir şeyi önlemeye gücüm yetmez" demişti. (O müminler şöyle dediler:) Rabbimiz! Ancak sana dayandık, sana yöneldik. Dönüş de ancak sanadır.
YAŞAR NURİ-İbrahim'le, beraberinde olanlarda sizin için çok güzel bir örnek vardır. Hani, onlar toplumlarına şöyle demişlerdi: "Biz sizden de Allah dışındaki kulluk ettiklerinizden de uzağız. Sizi tanımıyoruz. Sizinle bizim aramızda, siz Allah'a, yalnız Allah'a inanıncaya kadar, sürekli düşmanlık ve nefret olacaktır." Ancak İbrahim babasına şöyle demişti: "Senin için hep af dileyeceğim ama Allah'tan sana gelecek şeyi geri çevirme gücüm yoktur. Ey Rabbimiz! Yalnız sana güveniyoruz, yalnız sana yöneliyoruz! Dönüş yalnız sanadır

5-
rabbena
la tec'alna fitneten lilleziyne keferu vağfir lena rabbena inneke entel'azizül hakim.

DİYANET-Rabbimiz! Bizi, inkar edenler için deneme konusu kılma, bizi bağışla! Ey Rabbimiz! Yegane galip ve hikmet sahibi, ancak sensin.
YAŞAR NURİ-Ey Rabbimiz! Bizi, küfre sapanlar için bir fitne/imtihan aracı yapma! Bağışla bizi ey Rabbimiz! Sen, yalnız sen sonsuz kudretin, sonsuz hikmetin sahibisin.

66-TAHRİM


8-Ya eyyuhelleziyne amenu tubu ilellahi tevbeten nesuhan asa rabbukum en yukeffire 'ankum seyyiatikum ve yudhılekum cennatin tecriy min tahtihel'enharu yevme la yuhzillahunnebiyye velleziyne amenu me'ahu nuruhum yes'a beyne eydiyhim ve bieymanihim yekulune
rabbena
etmim lena nurena vağfir lena inneke 'ala kulli şey'in kadiyrun.

DİYANET-Ey iman edenler! Samimi bir tevbe ile Allah'a dönün. Umulur ki Rabbiniz sizin kötülüklerinizi örter. Peygamberi ve Onunla birlikte iman edenleri utandırmayacağı günde Allah sizi, içlerinden ırmaklar akan cennetlere sokar. Onların önlerinden ve sağlarından (amellerinin) nurları aydınlatıp gider de, "Ey Rabbimiz! Nurumuzu bizim için tamamla, bizi bağışla; çünkü sen her şeye kadirsin" derler.
YAŞAR NURİ-Ey iman edenler! Etkili öğüt veren bir tövbe ile Allah'a yönelin. Umulur ki Rabbiniz, çirkinliklerinizi ve günahlarınızı örter ve sizi altlarından ırmaklar akan cennetlere yerleştirir. O gün Allah, peygamberi ve onunla birlikte inananları utandırmayacaktır. Onların ışığı önlerinden ve sağ yanlarından koşup gelir. Şöyle derler: "Ey Rabbimiz! Işığımızı tamamla ve bizi bağışla! Sen her şeye Kadîr'sin, her şeye gücün yeter